1. 1.
    0
    ve o ses tekrar konusup şöyle dedi: eridu kentinin oğlu, sadık kulum endubsar. ben, efendin enki’yim. sözlerimi yazıya dökmen için seni çağırttım çünkü büyük afetten dolayı insanoglunun basına gelenlerdendolayı çok uzgunum. olayların dogru sırasını kayda geçirmek ısterım ki tanrılar da insanlar da ellerimintemiz oldugunu bilsinler. buyuk tufandan beridir dünya’nun, tanrıların ve dünyalıların bansa böyle belagelmedi. ama büyük tufan mukadderdi. ancak büyük afet mukadder değildi. yedi yıl önce olan bu afetolmak zorunda degıldı. önlerinebilirdi ve ben, enki bunu önlemek için elimden gelen her seyi yaptımheyhat, başaramadım. kısmet miydi yoksa kader mi? kararı gelecekte verile çünkü günlerin sonunda bir yargılanma günüolacaktır. o gün dünya sarsılacak ve nehirler yatak değiştirecek; öğle vakti karanlıkçökecek, geceyse göklerde bir ateş olacak; geri dönen göksel tanrının günü olacak o gün. ve ister tanrılardan ister insanlardan olsun kimin hatatta kalıp kimin yok olacagı; mukadder olan şey bir devrenıniçinde tekrarlanacaktır ve kısmet olan şey ve de yalnızca kalbin niyetının iyiye mi kötüye mi yol açtıgıyargılanacaktır. ses sessizleşti sonra büyük tanrı tekrar konusup şöyle dedi:i̇şte bu nedenle ki sanabaşlangıcların ve önceki zamanların gerçek hıkayesini anlatacagım çünkü gelecek, geçmişteyatmaktadır. kırk gün kırk gece ne bir şey yiyecek ne de içeceksin; yalnızca bir kereliğine su ve ekmekgöreceksin ve bu seni görevin bitene dek idare edecek.ses durakladıve birdenbire, mekanın baska bir yerinde bir ışıltı ortaya cıktı. bir masa gördüm; üstündebir tabak ve kupa vardı. kalkıp oraya gittim; tabakta ekmek ve kupada su oldugunu gördüm
    ···
   tümünü göster