1. 501.
    +1 -2
    Şimdi biraz geçiyorum, bir sürü ayrıntıdan sonra bir gün, yurtta kafayı yiyen ben, o akşam aradığım ve arkadaşıyla bana yardıma gelen arkadaşın odasına gittim. Bir iki muhabetten sonra, eve çıkalım, dedim. Çok istiyorum ama nasıl yaparız, nasıl ederiz? idare edebilir miyiz, falan diye tedirgin davrandı. Tamam düşünelim bir iki gün dedim. Sonra o akşam fulden’i bu durumdan haberdar ettim. Kabul etmezse ne yapacaksın, dedi. Biraz daha sabrederim, birini bulmaya çalışırım, dedim. Yurt köşelerinde sürünmeye devam mı edeceksin, park köşelerinde mi buluşacağız, dedi.

    Sinirlerim tepeme fırlamıştı bu söz karşısında, çok ağırıma gitmişti. Ani hırçınlığımla, öyle olsu fulden. O eve çıkacağım ama sırf kendim için, senin için değil, dedim. Hayır zaten tek derdim eve çıkmaktı ama bu söz karşısında fıttırmıştım. Arkadaşın yanına gittim koşa koşa, birader ben çıkıyorum. Ne olursa olsun. Gerekirse her gün makarna yerim ama evimde huzurlu uyurum. Geliyorsan gel, dedim. bu atardan sonra çocuk da kabul etti. Ertesi gün ev aramaya başladık. Üç gün sonra bir eve denk geldik ama ev sahibesi peşin peşin kız arkadaş istemiyorum asla, dedi. Ben de en mülayim sıfatımla, teyzeciğim bahsettiğin türde bir şey olmayacak. Ama sınıf arkadaşlarım falan gelebilir. Bundan da senin haberin olur. Ödevler, dersler yüzünden gelmek zorundalar çünkü herkesin grubu var. Bunu yapmak zorundayız zaten ama senin endişe ettiğin şey olmayacak, diye ikna ettim teyzeyi. Ayrıca konuşmamızda nabza göre verdiğim şerbet de tutmuştu.
    ···
   tümünü göster