1. 6501.
    +14
    Ben de gülümsedim konuşmanın başından beri ilk kez.. yarı şefkat, yarı kızgınlık.. yarı acıma ile gülümsedim..hey allahım..şu iki saftiriğe bak yahu.. anlaşmışlarmış..en iyisi buymuşmuş…aah ah..göz göre göre, hala birbirlerini seviyor olmalarına rağmen bırakıyorlar birbirlerini..kim bilir, belki de benim gibi, benim ilişkilerim gibi olmaktan korkuyorlar? Gözyaşlarının sel gibi aktığı, lanetlerin havada uçuştuğu, geride acı ve efkardan başka bir şey bırakmayan tek taraflı ayrılıklardan korkuyorlar.. sevmekten korkuyorlar.. ortak bir gelecek hayalinden korkuyorlar..ilk kavgalarından bile ne kadar korktular Allah bilir…

    Gördüğünüz üzere, aslında benden bir farkları yok, sadece doğru zamanlama ve nispeten daha acısız bir ayrılık..ama ben nilayın da, tolganın da anılarla yalnız kaldığı ilk an, burada oynadıkları neşeli halden eser kalmayacağını biliyorum.. kolay mı lan, kulağına

    “seni seviyorum” lar fısıldayan, dudaklarıyla dudaklarını, konuşmadan anlayan, gözlerindeki dünyaya ütopyalar inşa edip masallardaki gibi “sonsuza kadar mutlu yaşadığın” insandan ayrılmak? Kolay mı, o ütopyaya ilerde bir başkasının sahip olacağını bilmek, sahip olduğunu görmek…

    Zor..

    “vay be..” dedim..”nasıl olabildiniz böyle? Yani böyle kalabildiniz? Kalabileceksiniz?”

    “kalbimiz temiz be abi” dedi tolga gülümseyerek..

    Evet.. kesinlikle..

    işte şimdi bende ekgib olan şeyi tek bir cümlede söylemiş ve her şeyi benim için özetlemişti…
    ···
   tümünü göster