1. 1.
    0
    Osmanlı dönemi Ermeniler için tarihte rahat ve huzur içinde yaşadıkları en uzun dönem olmuştur. Hiçbir devletten görmedikleri ilgi ve samimiyeti Osmanlı’dan gören Ermeniler de bunun karşılığında Osmanlı’ya sadık kalmışlar ve bu yüzden de Millet-i Sadıka olarak anılmışlardır. Ta ki 19. Yüzyıla kadar.

    Devlete bağlılıkları, Türk adetlerini benimsemeleri, hatta iyi Türkçe konuşmaları, Ermenilerin devlete ait resmi veya özel işlere atanmalarına sebep olmuştur. Bu bakımdan 16. yüzyılda Ermeni asıllı Mehmet Paşa gibi vezirlik rütbesine kadar yükselen devlet adamları, 18. yüzyılda Divrikli Düzyan soyundan saray kuyumcuları ve sonradan Darphane bakanları, Sasyan ailesinden saray doktorları, 19. yüzyılda Bezciyan ailesinden Darphane bakanları, Dadyan ailesinden Baruthane bakanları devletin en yüksek kademelerinde görevler yapmışlardır. 19. yüzyılda ve Abdülhamit devrinde ve sonrasında ise Ermeni dış işleri görevlileri ve bakanlar bulunmaktadır. Ayrıca birçok Ermeni de Osmanlı devlet adamlarına danışmanlık yapmıştır.

    Osmanlı’da ilk önemli Ermeni meselesi, Katolik Ermenilerle Gregoryen Ermeniler arasındaki ihtilafların had safhaya varmasıdır. Misyoner çalışmaları sonucunda mezhep değiştirip Katolikliğe geçen Ermeniler, Gregoryenlerin temsil edildiği Ermeni Patrikliğinden ayrı bir yönetim talep etmeye başladılar. 1828 Ocak ayında Katolikler hakkında şikayetler artınca Osmanlı’dan Ermenilere ilk müdahale geldi ve ilk tehcir uygulandı. Padişah 2. Mahmut istanbul’daki Katolik Ermenileri taşra vilayetlerine sürdürür. Ancak 1829 Rus Savaşında Katolik Ermenilerin savaşta Osmanlı’ya sadakat göstermeleri üzerine affedilir ve geri dönmelerine müsaade edildiği gibi ayrı bir kilise olarak temsil hakları da tanınır.

    Tanzimat ve Islahat Fermanlarıyla Ermeniler Osmanlı idaresi içerisindeki bazı idari düzenlemelere tabi tutuldular. 1863 yılında Ermeni Millet Meclisi kuruldu. Meclisin kuruluş amacı, dini konuların ve mülkiyet konularının idaresiydi. Ama zaman içinde politik bir meclise dönüştü. ingiltere bu meclisi Ermenistan’ın muhtariyeti için bir vasıta saymıştı.

    Ermenilerin ıslahat beklentileri ve kıpırdanmaların başlaması üzerine Ermeni Patriği Nerses 1876 yılında Vatandaşlık Meclisi Şurası’na sunduğu mektubunda, “Şayet günümüze kadar Ermeni milleti, millet olarak korunduysa ve inancını, kilisesini, dilini, tarihi ve kültürel değerlerini koruyorsa, tüm bunlar Osmanlı hükümetinin Ermeni milletine gösterdiği koruma, yardım ve hayırseverlik sayesindedir. Kader, Ermenileri Türklere bağlamıştır. Bundan dolayı Ermeniler, devletin savaş ve ağır sınav günlerinde buna kayıtsızca davranamaz. Aksine her zaman oldukları gibi ona yardım etmek zorundadırlar. Vatanını seven Ermeni, devlete yardım ederek, Ermeni milletinin hizmet ve yardımının en iyisini görecektir.” demektedir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster