1. 1.
    0
    gel zaman git zaman muhabbetimiz ilerledi. o buz gibi görüntüsünün altında dünya tatlısı bişey varmış meersem. artık tenefüslerde birlikte takılıyoruz, akşam çıkışta beraber yürüyoruz ki, evlerimiz tam tersi istikamette olmasına rağmen, ona evinin yakınlarına kadar eşlik ediyorum, sizin ev nerde diye soruyor, az ilerde diyorum, yalan söylüyorum. onunla birlikte olmaktan zevk alıyorum, dese, benle birlikte fizana yürü, hiç düşünmem yürürüm, o derece kaptırmışım kendimi. zaman hızla geçiyor, dedikodular çıkmaya başlıyordu. herkes bizi birbirimize yakıştırıyordu. yakıştırmak dediysem, öyle değil. kezbanlar dedikodu çıkartmıştı, sevgili olduğumuzu, akşamları kuytuda tenhada yiyiştiğimiz falan yaymışlardı etrafta. bu kezbanların kabile reisi vardı bir tane. çirkin, bi kız. bi gün kıstırdım tenhada. saçını doladım elime, istiklal marşından sonra bahçenin ortasında domaltır giberim seni, akıllı ol, insan ol dedim. ağlya ağlaya, yuvarlanırcasına indi merdivenlerden, 5 dakka sonra, nöbetçi öğrenci, seni müdür çağırıyor diye yanımdaydı. gitmiş şikayet etmiş beni falan filan. zılgıtı yedik, bi ton nasihat vs vs. ama hiç umrumda değil, yeter ki ona bi laf gelmesin. halimden memnunum.
    ···
   tümünü göster