0
Sevgili günlük,
Yine yoğun bir hafta yaşadım. Önce bu Musa’nın adamları zırvalamaya başladı. On madde yetmiyor diye bayağı kapsamlı bir kitap yazdım verdim, onu kafalarına göre değiştirdiler. Saçma sapan hareketler, buzağıya tapınmalar filan. Baktım birbirlerinden üreyenlerden bir tak olmayacak bir tane doğru dürüst tip yaratayım da ona anlatayım dedim. Meryem diye bir hatun vardı (girintili olanlardan yani) , güzelce de bir şey. Bunun karnına temiz bir erkek koydum. isa. Bu isa’ya anlattım naapıcağını. Ama salak beceremedi. Gitti vali ile dalaştı kendini çarmıha gerdirtti embesil. Buna verdiğim manüeli de adamları kafalarına göre değiştirdiler. Kutsal ruh mutsal ruh gibi zırvalıklar çıkardılar ortaya. Sıçacam bacaklarına sonunda o olacak.
Sevgili günlük,
Ben taktım bu Arap yarımadasına. Diğerleri nasıl olsa kendi yağlarında kavrulup gidiyorlar da bu Arap yarımadası denen bölgedeki eşekler bir türlü yola gelmiyor. Son bir peygamber daha göndericem. Oldu oldu, olmazsa, yola gelmeyenlerin hepsini cehennemde yakacam kayan yıldızlara yeminlen.
Sevgili günlük,
Adamımı buldum sanırım. muhafazid isimli bir eleman. Çok temiz bir tip değil aslında ama dehşet uyanık. Zaten temizlerden bir numara olmadığını gördük şimdiye kadar. Bu yeni peygamberim tilki gibi bir herif. Ticarete de kafası basıyor. Bundan da bisey çıkaramazsak yuh artık. Şu bizim Cebrail boş boş oturuyor zaten bir gönderelim bakalım noolacak.
Sevgili günlük,
Cebrail, muhafazid’e kitap vermeye gitti biraz önce. Ben bu serseme “ürkütmeden yaklaş, eleman kafayı üşütmesin, kitabı ver gel” diye gibI gibI tembih etmiştim güya. Yok, ben öyle dememişim, “git ümüğüne sarıl, kitabi zorla okut” demişim sanki. Aptal Cebrail, Hira dağında bir mağarada sıkıştırmış bu muhafazid’i “Al bak kitap getirdim oku” demiş. Elemanın okuma yazması yok “nasıl okuyim” deyince seninki sarılmış gırtlağına. Adamın bir yarım aklı vardı o da çıktı şimdi. Cebrail’in de işine son verdim. Yeni görev vermiycem artık. Naapsak, kitabi parti parti mi göndersek acep.
Sevgili günlük,
Bir süredir muhafazid’e azar azar kitabın bölümlerini gönderiyorum. Hepsini birden indirsek altından kalkamayacak anlaşılan.
Sevgili günlük,
muhafazid işi iyi beceriyor yemin olsun batan güneşe. Ben de bir kıyak geçmeye karar verdim, bir geceliğine cennete getirttim. Dibi düştü burayı görünce. Yalnız kevseri biraz fazla kaçırınca hafiften zırvaladı. Meleklerden birinin sırtına binmeye kalktı. Sonra “bu ne biçim binek, yüzü aynı insan gibi” filan diye dolandı bir süre. Neyse elini yüzünü yıkadık biraz kendine geldi, gönderdim ben de geri. Arada bir de cehenneme göz attırdım kısaca. Dedim ki, benim dediğimi yapanları cennete getirecem, yapmayanları cehennemde yakacam. Bu bir heves gitti bakalım.
Sevgili günlük,
Ben bu iblisten yaka silktim arkadaş be. Bu gün tam muhafazid’e sûre indiriyordum yavaş yavaş, herif araya girip parazit yaptı. Kendi laflarını da geçirtti kitaba. Şimdi işin yoksa düzelt. Ne pis bir yaratık çıktı bu yahu. Hayır, yakayım diyorum ama adamı zaten ateşten yarattık yanmıyor da mendebur. Dağıtacam ağzını burnunu bir gün ama büyüklük bizde kalsın, itle ###### olmayalım diye bulaşmıyorum şimdilik.
Sevgili günlük,
muhafazid peygamberlik olayının takunu çıkardı. Forsunu kullanıp önüne gelen dişi ile halvet olmaya başladı. bir de utanmadan “hangi sıra ile yapıyım” diye bana soruyor. işi gücü bıraktık herifin uçkurunun hesabını tutuyoruz ha. Tutup bacağından sallayacam cehenneme ama and verdik bu son diye. Neyse şimdilik suyuna gidiyorum ama böyle yürümez bu iş.
Sevgili günlük,
Oh be. Sonunda kitabın son sayfalarını da ulaştırdım muhafazid’e. Gerçi deriydi kemikti, kabuktu, ellerine ne geçerse onun üzerine not aldılar söylediklerimi ama birbirine karıştırmazlar umarım. Bu işte böylece bitti. bir daha peygamber meygamber yok. Şu iblis biraz uslu dursa işler tıkırında yürüyecek ya gavatın uslu duracağı da yok. Şimdiden suları bulandırmaya başladı yine.
Sevgili günlük,
Bıraktım hocam ben bu işi. Uğraşmayacam artık. Bezdim be. Ben bu insan ırkını kendime azap çektirmek için mi yarattım yahu. Bu muhafazid’in ümmeti iblisten de beter çıktı. Dünyanın ... na koydular resmen. Önce önlerine geleni kılıçtan geçirdiler, sonra birbirlerine bulaşıp ortalığı kan gölüne çevirdiler. Sübyancılık bunlarda, ahlaksızlık bunlarda, hırsızlık, katillik ne varsa bunlarda. Geçenlerde aşağıda bir dolanayım dedim, bir baktım iblis efendi yakmış cigarayi gözleri cam cam, suratında pis bir tebessüm dünyayı seyrediyor. Önce çirkefi taşlamayayım üzerime bulaşır neme lazım, tanınamazlıktan geleyim usulca sıvışayım dedim ama laf attı sıpa dayanamadım. “Batırdın lan canım dünyayı bir de geçmiş keyif yapıyorsun rezil yaratık” dedim. “Bana çamur atma arkadaş” dedi. Neymiş, artık hiç karışmıyormuş, hatta dünyaya adım bile atmıyormuş, onlar kendi kendilerine güzel iş çıkartıyormuş. Bahsi kaybettin diye de tutturmaz mı? Bende sigorta bir attı, iblis alçağını cehennemin dibine kadar kovaladım. Tam köşeye sıkıştırmıştım ki Azrail araya girdi de aldı elimden. Karizmayı da iki paralık ettik bu arada.
Sevgili günlük,
Utanıyorum ama iddiayı kaybettiğimi kabul etmek zorunda kaldım. iblis her gün düzenli olarak taciz ediyordu beni. Olmadık yerde karşıma dikilip, “Ne mızıkçılık yapıyon ki, kaybettin işte, efendi efendi kabul et” diye damarıma basıp duruyordu. En sonunda lanet olsun dedim. Kaybetmeyi kabul etmek de büyüklüğün şanındandır. Dünyayı yıktım attım. Ne kadar insan evladı varsa geberttim. Hepsini dizdim arafata. Saftorikler cennete girecez diye bekleşirlerken süper bir pislik geldi aklıma. Cennet’e giden yolun üzerine bir köprü yaptım ki akıllara zarar. Kıldan ince, kılıçtan keskin oldu. Maçası yiyen geçer cennete girer, geçemeyen cup, cehenneme. Yerse. Var mı öyle beleşe cennet. Hehehehe.
Sevgili günlük,
Köprü olayı iyi oldu, bir tanesi bile geçemedi. Cennet bana kaldı. Cehennemi de olduğu gibi iblise bıraktım, ne hali varsa görsün. Ben artık bütün gün cennette kevserle kafa çekiyorum. bir daha da yok öyle acayip acayip şeyler yaratmak. Dertsiz başıma dert oldular durduk yerde. Böylesi daha iyi yahu, sakin sakin. Ohhhh...
Tümünü Göster