1. 1.
    +22 -1
    amerikan üniversitelerinin bir âdeti var. her yıl, her üniversite kendi
    alanında çok sivrilmiş bir önemli ismi mezuniyet konuşması yapmak üzere
    davet ediyor. aşağıda, bu yıl, yale üniversitesi mezuniyet törenine davet
    edilen oracle bilgisayar şirketinin kurucusu ve genel müdürü larry
    ellison;un şaşırtıcı, hatta şok edici konuşması var.

    yale üniversitesi mezunları, daha önce böyle bir giriş görmediğiniz için
    özür dilerim ama benim için bir şey yapmanızı istiyorum. lütfen, etrafınıza
    iyi bir bakın. solunuzdaki sınıf arkadaşınıza bir bakın. sonra sağınızdaki
    sınıf arkadaşınıza bir bakın. ve şimdi şunu aklınıza koyun: bundan beş yıl
    sonra, on yıl sonra, hatta otuz yıl sonra, solunuzdaki kişi hiçbir şeyi
    başaramamış olacak. sağınızdaki kişi de aslında hiçbir şey başaramamış
    olacak. ve siz, ortadaki? ne bekliyorsunuz? siz de başaramayacaksınız.
    aslında bugün şöyle bir etrafıma baktığımda parlak gelecek için yüzlerce
    umut ışığı göremiyorum. yüzlerce değişik endüstride liderliği ele alacak
    kişiler de göremiyorum. görebildiğim tek şey, geleceği başarısızlıktan başka
    bir şey olmayacak yüzlerce insan. o kadar.

    sinirlendiniz. bu anlaşılabilir bir şey. ben, lawrence ’larry’ ellison
    üniversite terk, kim oluyorum ve bu yetkiyi nerden alıyorum ki, ülkenin en
    prestijli yükseköğrenim kurumunun bu yılki mezunlarına böyle şeyler
    söyleyebiliyorum? bu yetkiyi nereden aldığımı söyleyeyim: çünkü ben,
    üniversite terk ve dünyanın en zengin ikinci adamıyım. siz değilsiniz.

    çünkü bill gates, o da üniversite terk ve dünyanın -şimdilik- en zengin
    adamı. siz değilsiniz. çünkü paul allen, o da üniversite terk ve dünyanın en
    zengin üçüncü adamı. siz değilsiniz. başka örnekler de var. mesela michael
    dell, o listede 9 numara ve yukarı doğru hızla tırmanıyor, o da üniversite
    terk. ve siz o listede hâlâ yoksunuz.

    şimdi çok kızdınız. bu da anlaşılabilir. o halde biraz da egolarınızı
    okşamama izin verin. pekçoğunuz burada dört ya da beş yıl eğitim gördünüz.
    önünüzdeki yıllar için epey iyi bir eğitim aldınız, bilmeniz gereken pekçok
    şeyi öğrendiniz. iyi çalışma alışkanlıkları edindiniz. burada size o
    önünüzdeki yıllar boyunca yardımcı olacak bir sürü insan tanıdınız, onlarla
    bağlantı kurdunuz. ve hayat boyunca yanınızdan ayrılmayacak bir kelimeyle
    güçlü bir ilişkiniz oldu burada: terapi. bunların hepsi güzel şeyler. ama
    gerçekte, o kurduğunuz arkadaşlık bağlantılarına fena halde ihtiyacınız
    olacak. o çalışma alışkanlığına ve ’terapi’ye de ihtiyaç duyacaksınız hayat
    boyu. ihtiyacınız olacak, çünkü üniversiteyi terk etmediniz. dolayısıyla
    asla dünyanın en zengin insanları arasına katılamayacaksınız.

    elbette, belki de listeye 10 ya da 11. sıradan, microsoft yöneticisi steve
    ballmer gibi, girebilirsiniz. ama herhalde onun kimin için çalıştığını
    söylememe gerek yok, değil mi? sadece kayda geçsin diye söylüyorum, o da
    zaten master sınıfından terk. biraz geç kalmış anlayacağınız. son olarak,
    herhalde bazılarınız ya da umarım bu konuşmadan sonra çoğunuz kendi
    kendinize soruyorsunuz: ’yapabileceğim bir şey var mı? bir umudum var mı?
    maalesef hayır. çok geç kaldınız. içinize çok şey dolduruldu, siz onlara
    bakıp çok şey bildiğinizi sanıyorsunuz. artık 19 yaşında değilsiniz.

    eveeet, şimdi gerçekten çok kızdınız. bu anlaşılabilir bir şey. belki de şu
    an, size bir umut ışığı vermenin, bir çıkış yolu göstermenin tam zamanıdır.
    hayır, 2000 mezunları size değil. siz kaybettiniz. sizi, yılda 200 bin
    dolarlık komik maaş çeklerinizle baş başa bırakıyorum. üstelik o maaş
    çekinin üstünde sizden birkaç yıl önce okulu terketmiş birinin imzası
    olacağını söyleyerek. öğütlerim size değil daha alt sınıfta okuyanlara. size
    söylüyorum: hemen ayrılın. daha güçlü söyleyemem: ayrılın. hemen toplayın
    eşyalarınızı ve fikirlerinizi ve bir daha geri dönmeyin. terkedin. her şeye
    yeniden başlayın. size söyleyebileceğim tek şey, o başınızdaki kepler ve
    kıyafetin sizi aynen şu güvenlik görevlilerinin beni kürsüden aşağı çektiği
    gibi...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster