1. 3476.
    0
    ah ah ne güzeldi geçen sezon değil mi? gelen geçen yeniyordu bu takımı. kevgire dönmüştü kalesi. bir ara 15. sıraya gerilemiş, küme düşme hattındaki takım taraftarlarının bile alay konusu olmuştu; "kümede kal galatasaray, cimbom kümeye" tezahuratlarıyla. sezon içinde bilmem kaç kez hocası değişmiş, pamuktan yumuşak bir orta sahaya, kazmadan daha yeteneksiz bir defansa, pozisyon bile bulamadan maç bitiren forvetlere, her geleni içeriye alan kalecilere sahip, tamamı özgüvenini yitirmiş oyunculardan oluşan takımdan sadece bir enkaz kalmıştı geriye. hakkında yüzlerce geyik muhabbeti dönüyor, küme düşmeyip kadrosunu güçlendirirse gelecek sezon orta sıralara bile yükselebileceği söyleniyordu! galatasaray taraftarının şanslı olduğu, büyük ihtimalle seneye takımını bankasya liginde trt kanallarında izleyeceği dillerde dolanıyordu. 16 mağlubiyetle bir iki takım hariç galatasaray' ı yenmeyen takım kalmamıştı. rakip takım taraftarlar için ne güzel günlerdi onlar.
    o taraftarlar yine o galatasaray' ı istiyorlar. temel sorun bu. bütün bu saldırgan tavırların altında geçen seneki galatasaray özlemi yatıyor. o sebeple kaleye duvar ören kaleci ve defansını, orta sahayı kimselere bırakmayan orta sahasını ve ilerde rakip defansı sürekli rahatsız eden forvetini ellerine geçen her fırsatta eleştiriyorlar. bir de hiç bitmeyen bir argümanları var: "efendim şike davası nedeniyle bizim takımlar güçsüzleştirildi. sizin takıma dokunan olmadı. bu sebeple sizin takım iyi görünüyor. üstüne de hakemler sizi kolluyor". ilginçtir bunu savunan taraftarların takımları ligi 2. 3. ve 4. sırada bitirdi. e zaten öyle olmuyor muydu normalde de? kaldı ki sizin kadroların galatasaray' dan bir eksiği olmadığını, oyuncu kalitesinin galatasaray' dan daha iyi olduğunu da her fırsatta vurguluyorsunuz? bazı tabansız futbolcularınızın gitmek istemeleri karşılığında adamları milyonlarca euroya satıp bununla övünen de sizsiniz. kaldı ki giden adam sayısı 3 4 falan. takımlarınızın omurgası sağlam duruyor, üstüne de bir sürü hem sezon başı hem devre arası transfer yaptınız. buna karşın galatasaray ise bütün kadrosunu yeniledi. hakan balta ve milan baros hariç ilk onbirdeki adamların hepsi ilk defa birbirleriyle oynayan futbolcular. bunların içinde melo, engin baytar gibi sorunlular da var, eboue riera gibi eski gücünde olmayanlar da. teknik direktör desen takıma 3. gelişi ve bir önceki gidişini hatırlarsak o' nun için de hayati bir karar tekrar galatasaray' ın başına gelmesi.

    işte tüm bu şartlar içinde galatasaray futbol takımı "takım" olmayı başardı. rakiplerin derdi bu. böyle yeni bir kadronun bu kadar kısa süre içinde "takım" olmayı becermesi. normal sezon sonunda en çok galibiyet en az mağlubiyet alan, en çok gol atıp en az gol yiyen, en yakın rakibine 9 puan fark atıp normal sezonu bitirmesi ve play off' da da buna devam etmesi.

    hadi siz şimdi hakem, ulusoy, zalad, ağar, gökçek demeye devam edin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster