1. 26.
    0
    su düşünü yaraladı, tamamlandı evrim
    sonunda bir mahur kırgınlığı olup çıktık
    dindiğimiz görülmedi, bu fırtına yıldızdan mı
    susuzluğumuz kanmasın diye,
    yeni çöller aramaya gittiysek, esinti de seraptır
    yine de esenlikler diliyorum saçlarına

    oda müziği çelişsin diye kendini kanatıyor bıçak
    bilirim havada viyolonsel sesi kanatsızsa,
    kan ve su viran bir şarkıya başlayacak.
    wagner yada şivan perwer dinlenmeli bu saatte
    yalancıdır şahitliğim gözümden anlar gece
    parmak izimi alın “gitmek”le başladım şiire.

    solo keder çalıyor piyano, koro gözyaşı
    bilinçaltına itilen yol enstrümantal
    hayat sonat, gülmek konçerto, taş duvarlar opera
    taksim taksim ediliyor düşlerim, etsinler
    geçilen keman taksimi yitirdi ifadesini
    istanbul hükümlü, ben taksim, o pera

    zamanı gelince diyordun,
    yetmez mi uçurumdan dinlediğimiz faslın bedeli
    hadi kopup gidelim bu soysuz kentlerden.
    gör işte kanayıp duruyor karanfilimiz gülümüz
    şimdi engin denizlere açılmak kurtarır bizi
    toprağı satanlara sermaye olmasın ölümüz

    suya inecek son vahiy, kim bilir bu kelamı
    beni dinsiz eden mavidir, mavzer sesidir.
    yitip gitsin sözcükler yeter bir dost selamı
    flütlere haber salınsın başlıyor resital
    dokuz milimetre çapında bir mermi, sorgu, sual
    resimlerde zikir ve kaos, kırbaçlanıyor tuval

    su düşünü yaraladı, tamamlandı evrim
    tam bağımsız bir ölüm istiyorum kendime
    yakama bir ilayda, sesime meneviş bir ırmak
    sonrası malum kırılmak, kırılmak, kırılmak..
    tangoyla giderim gidersem, beyaz giyerim sonra
    tanımlansın bu uzaklık, ben fizan, o pera

    seyit piran
    ···
   tümünü göster