1. 501.
    0
    ben senin kadar yalnız, ve hissiz değilim dedi gözlerimin için bakarken.. senin gibi köpek değilim ama her çağıranın yanına giden bir kediydim eskiden, dedi.

    birbirimizi hayvan olarak nitelendirip muhabbet yapıyorduk, çok pisti.. acıma yoktu.. isyan bizi bozardı.. isyan neymiş? tutamadıktan sonra elimizden..

    kültablasına bakan gözlerim zıvanayı gördü, lanet olsun' dedim.. sigaramız bitmiş..

    bu kadar ihtiyacın olduğunu ve yoksunluğu çektiğini anlayamadım, böyle bir insan olduğunu çözebilseydim seni asla davet etmezdim, dedi, artık gitgide bitiyordu beraber, sarılarak uyuma hissiyatı..
    umudumu yitirebilecek kadar kör değildim, yolun sonuna baktığımda aydınlığı görmüyordum, ama bu zamana kadar derman aramamıştım..
    mp3 çaların da, aşk herşeyi affeder mi? özlem tekin devam etmekteydi, böyle dibe batmışken, iyice batmak istedi ruhumun içi..

    senin ruhunun içinde ki darp izlerinden bana biraz bahset, aldatmaktan korkar mısın? aidiyet duygunun verdiği tüm bunalımlar seni bozar mı? dedim.. pişmanlıktan söz ettim.. yanlış yaptığımız ve anladığımız anlardan.. en büyüğü affetmekti..
    bilmeceler ile boşluğumuzun içinde ki sudoku dolmaktaydı, hayatımız da ne o nede ben bu kadar huzursuzluğun mutluluğunu yaşamamıştık, birbirini tanımayan iki insanın birbirinin gözlerine ona inanmak isteyen gözler ile bakması çok büyük bir dengesizlikti..
    ya devam edecektik, ya vazgeçmemiz lazımdı, kurtulmamız lazımdı tüm etik duygulardan..
    bu kadar ihtiyacın olduğunu ve yoksunluğu çektiğini anlayamadım, böyle bir insan olduğunu çözebilseydim seni asla davet etmezdim, dedi, üzgünlüğümün değeri kalmadığını anladığımda,

    karışıklığım seni karanlığa zütürüyor ise, susabilirim dedim..

    karanlığın senin olsun, ihtiyacım olan sen değil, yalan dünyanın oyuncağı olmayı kabul etmemiş sözlerin dedi, şaşırmıştım, övgü ve iltifat macerası tüm dönen oyunların kaybedeni olmaya alışmış benliğim;

    yani ben tavandan aşağıya asılı bir kukladan ibaretim, düşüncesizliklerimi bağışla, tanıştığım ve yalnızlığımı anlamaya çalışan sadece sendin. dedim, toy ve küçümseyerek kendimi..
    yani ben tavandan aşağıya asılı bir kukladan ibaretim, düşüncesizliklerimi bağışla, tanıştığım ve yalnızlığımı anlamaya çalışan sadece sendin. dedim, toy ve küçümseyerek kendimi..

    suç bende, kendimden kaçarken sana rastladım, dedim sevimsiz bir surat ifadesi ile..

    hayır, sen ihtiyacını dile getirdin..

    herneyse ben bir sigara daha yapacağım..

    yeter ama bickle, gerçekten bu kadar keş misin? anlamsızlık yapma, kendine boyun eğme, yarın okulum var ve 4 saat sonra derste olmam lazım..

    derslerin senin olsun, dedim umarsız ve egoistçe, suç ondaydı. bana inanmıştı ve ben bir inançlının gözlerini bu kadar siyaha boyuyabileceğimi hiç bir zaman tahmin edememiştim..

    hala yanında uyumak, ona sarılmak, koklamak istiyordum.
    masanın üstünde duran ocb ye elimi attım, söz dinlemez bir alevden ibaretti ruhum o saniyelerde, kafamın içinde yapmamalısın kelimesi çınlarken, karşımda duran iyilik meleğini üzmek tam bana göre bir işti, üzülmek yerine gülmeyi tercih etmiştim her zaman.

    yaptığıma değer miydi? üzülmeye utansaydım?

    utanmaya değer miydi? yaptığıma üzülseydim..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster