1. 126.
    0
    beş bin kişiyiz burada

    beş bin kişiyiz burada
    kentin bu küçük parçasında.
    beş bin kişiyiz.
    ne kadar olacağız bilemem
    kentlerde ve tüm ülkede?
    burada yapayalnız
    on bin el, tohum eken
    ve fabrikaları çalıştıran.
    i̇nsanlığın ne kadarı
    açlıkla, soğukla, korkuyla, acıyla,
    baskıyla, terör ve cinnetle karşı karşıya?
    yitip gitti aramızdan altısı
    karıştı yıldızlara.
    biri öldü, diğerini vurdular asla inanmazdım
    bir insanın bir başkasına böyle vuracağına.
    öbür dördü sona erdirmek istedi bu dehşeti
    biri boşluğa attı kendini,
    diğeri vuruyordu başını duvarlara
    ama ölümün işareti var hepsinin bakışlarında.
    nasıl dehşet saçıyor faşizmin yüzü!
    kusursuz bir kesinlikle yürütüyorlar planlarını.
    hiçbir şey umurlarında değil.
    onlar için kan madalyadır,
    kıyım kahramanlık gösterisi.
    tanrım, senin yarattığın dünya bu mu,
    çalışıp hayran kaldığın yedi günlük emek bu mu?
    dört duvar arasında tükeniyor ömürler
    sanki hiç geçmiyor,
    yakarı yalnızca ölümün bir an önce gelmesi için.
    ama birdenbire içim sızlıyor
    ve görüyorum bu akışı yürek vurusu olmadan,
    yalnızca makinelerin nabzıyla
    ve ortaya çıkıyor askerlerin ebelerinin yüzlerinin
    yalancı tatlılığı.
    ya mekgiba, ya küba ve tüm dünya
    ağlıyorlar bu alçaklık karşısında!
    on bir el buradayız
    üretmekten yoksun bırakılmış.
    ne kadarız hepimiz tüm ülkede?
    başkanımızın kanı, yoldaşımızın,
    daha güçlü vuracak bombalar ve makineli tüfeklerden!
    i̇şte böyle vuracak bizim yumruğumuz da yeniden!

    ne zor şarkı söylemek
    dehşetin şarkısı olunca.
    dehşetti yaşadığım,
    ölümüm dehşetti.
    gördüğüm kendimdi oncasının arasında
    ve oncasının sonsuzluk anı içinde
    sessizliğin ve çığlıkların
    ezgileridir şarkımın noktalandığı.
    hiç görmemiştim böylesini
    hissetmiş ve hissetmekte olduğum
    yeni bir tohumun doğumu olacak bu...

    victor jara
    ···
   tümünü göster