1. 51.
    +4
    iki sayfa yazılmış olması beni şaşırttı açıkcası. demek ki burada aşk acısı unutuluyor diye düşünmeye başlıyor insan. nereden başlayacağımı bilmezken bu ince detay ile başlamak bile tuhaf oldu.
    dünya üzerinde konuşulan, yazılan, duyulan yahut okunan hiç bir dil 'aşk'ı anlatamamışken, aşk acısını anlatmak da aslında imkansız sayılır. yaşayan bilir! klişesini her zaman duymuşuzdur. ben bile bu söze gülüp geçerdim. yaşamayanlar da bilsin. fena olmaz ya. anlat işte biraz derdik o kişilere. anlatamazlardı. lugatlarında anlatacak kelime kalmamış mıydı, anlatmak istemiyorlar mıydı bilinmez fakat hiç duymadım aşk acısı çekiyorum. şuram böyle. buram şöyle diyeni.
    ben bilmeyenlere anlatmak, halen çekenlere tebessüm ettirmek için bildiğim her harf, hece ve kelime ile yazma girişiminde bulunmayı tercih ediyorum.

    aşk acısı'dır ki, o mutlulukla başlar. sarhoşlukla devam eder. ayılırken çektirir. ayıkken huzura eriştirir.
    ne demişti bir güzel arkadaş: aşk acısı bir aşkına karşılık bulmayanladır, ki o kördür. aşk acısı bir terk edilenledir, ki o gözleri kapalıdır
    sen, karşılık bulamayanlardansan eğer, acın farklıdır. hakiki aşk ile sevgini süsleyip, kaldıysan güneşin batımında tek başına; sen gözlerini açsanda görmezsin.
    sen, terk edilenlerdensen eğer, acın farklıdır. aşk ile dokunamayıp, bırakıldıysan yol üzerinde tek başına; sen gözlerini önüne kapatmışsındır. görmezsin.

    aşk acısından sonra aşk olmaz dostlarım. varsa başkası ile aklında geçirmeyi düşünüpte aşk acısına sığınan, terk eylesin. bize ayıp. bize saygısızlıktır.
    velhasıl kelam, ben ki terk edilenlerdenim dost. yarım bir yılı geçiyor terk ile tanışmam.
    acımdan ilk olarak başkalarını suçlayarak yudum aldım. tadı kaçınca "o'nu suçladım. modası geçince kaderimi suçladım. aklıma yatmayınca kendimi suçladım. kalbimi dinledim, suçsuzluğa inandım.

    ben dokunamayanlardanım dost. aşkı kitaplardan, dizilerden tanımadık vesselam. kalb yürü dedi, yürüdük. gönül yoruldum dedi, dinlendik. ruh yeter dedi, ağladık.
    bu düşüncelere sahip bir insan evladı olarak acının en dibinden içtim. tadını hisettim.

    beyim, zaman ile barışınca geçiyormuş günler. lakin yemin edebilirim ki, terk edeni düşünmediğim günüm yoktur terk edildikten sonra. ki o yar değişikliğine çabuk varmış iken, düşünmek saygısızlık gibi geliyor. aşk olmayınca meşk olur dediler, meşk de olmadı. ilaç içmedim. sigaraya başlamadım. bir yudum alkol almadım. acı oldu aşk acısı. kimi zaman beni yaktı, kimi zaman benliğimi.

    aylar geçtikten sonra yazıyorum. yazmamalıyım. hakkına giriyorum böyle. yazmamalıyım. kendime ihanet ediyorum böyle.

    tavsiyem onlaradır ki; kör olan da, gözleri kapalı olan da açsın ellerini duaya. açsın kalbini mevlaya. dalsın semaya. kurtuluş oradadır. kör olana da, gözü kapalı olana da nur oradadır. ışık oradadır. kaleminiz olsun. beyaz olsun. kağıtlarınız olsun. çizgisiz ve beyaz olsun. siz siz olsun, gerisi bizim olsun.

    vesselam.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster