1. 351.
    +15
    sanırım bu sefer öbür dünyaya gidiyordum. bu iyiydi. mükkemmel hayatıma, hacı dede gibi mübarek bir insanın son vermesiyle huzura ereceğimi düşünüyordum. üstelik kalan paranın büyük bir bölümünü ve hisseleri yardım kuruluşlarına bağışladığımı bilse sanırım beni öldürmekten vazgeçerdi. sürem dolmuştu. hacı dede pompalının jarjörünü çekti. o sırada dışarıdan polis sirenleri duyulmaya başladı. hacı dede hemen silahı yere attı ve kapıya yöneldi. içeri garip girdi. “hav hav hav” rıza baba ve ekibi aniden depoya girdi. “yat yere yat yat”,”alın bunları alın” depoda kim masum kim suçlu belli değildi. mesut komserle göz göze geldik sonra bana doğru koşmaya başladı. sonunda bu iplerden kurtulacağım diye sevindim. yanıma gelir gelmez suratıma bir yumruk patlattı. ne yapıyorsunuz kaçırılan benim suçlu olan onlar memur bey diye bağırdım. sanırım mesut komser yaptığı hatadan dolayı üzüldü. “ah tokmakkafa,ah tokmakkafa” diye sayıklamaya başladı. rıza baba çevreye bir göz attı ve hacı dedeyle göz göze geldi. sert bir şekilde bakarak,”pisliğin teki olan senmisin?” diye sordu. hacı dede gülümseyerek,”yok evladım ikindi namazı için camiyi arıyordum, nereye geldim” deyince garip havlayarak hacı dedeyi işaret etti. “ula çekin şu iti başımdan” mesut komserin gene kafası karışmıştı. eski patronumu gözüne kestirdi ve koşarak ona bir kaç yumruk patlattı. rıza baba, “garip haklı galiba aferin evlat, aferin” deyip ben hariç herkesi göz altına aldılar. mesut komser beni çözdükten sonra başından hiç çıkarmadığı beresini bana hediye etti. duygusal anlar yaşamıştık. hacı dede zorla zütürüldü. serbest bırakılması için polislere cennetden arsa teklif etmesine rağmen paçayı sıyıramadı
    ···
   tümünü göster