the good the bad and the ugly - bu film zaten bir tarihtir. 1966 senesinde yapımış ve sahneleri, müziği, olmadı tuco için izleyin bunu beyler. clint eastwood keşke bu filmden başka filmde oynamasaydı. yani film seven insan, er ya da geç bu filmi izlemek zorunda beyler. ben de yeni izledim gerçi, bir kaç ay önce.
this is england - küçük bi çocuk var, babası savaşta ölmüş. okulda sürekli bununla dalga geçiyorlar, ama çocuk mal değil, babasına laf atana hemen dalar, ne bileyim şöyle aktif birisi yani. bi gün eve giderken yolda bir kaç ergenle karşılaşır. bu ergenler nazi takılan tipler. ama gidip kimseyi incitmezler, nazi gibi takılmayı severler, hatta aralarında zenci bile var. işte bizim çocuk bunların arasına katılır. bi süre eğlenirler. bi gün çetenin liderinin eski bi arkadaşı gelir. adam hapisten yeni çıkmış ve bu adam bizim nazilere benzemez. döven, öldüren, bildiğin vahşi bir nazi. işte bundan sonra çete ikiye ayrılır. nazi hayatının iğrençliğini gösteren, ingilterenin sokaklarında yaşanan cahilliği gösteren bir filmdir.
dead poets society - baş rolde tom robin williams reyiz oynuyor. şiirin ne kadar derin bi şey olduğunu gösteren bir filmdir. film hakkınca çok spoiler vermek istemiyorum ama, gerçekten bir baş yapıttır. izleyin izletin.
the hunger games - eğer lisle değilseniz bu filmi izlemeyin. kendi kendime söz verdim, eğer bu ergen filmi bu senenin en iyi filmi olarak oscar alırsa, bi daha academy awards'ı giblemeyeceğim. bu kadar
wall street - eğer az çok ekonomi ile ilginiz varsa kesinlikle izleyin derim. wall street'de işlerin nasıl döndüğünü anlatan mükemmel bir filmdir. michael douglas reyiz baş rolde. eski bi film olduğuna takılmayın, bu işler hala dönüyor. para giber beyler, para hayatınızı da giber...
wall street money never sleeps - ilk filmi izlemeden bunu izlemeyin derim. yine konu ekonomi, paranın insan hayatını nasıl gibtiğini gösteren bir filmdir. ilk filme nispeten daha çok dram tarzıdır. bence sonunu iyi yapamamışlar, ama ilk filmi izlediyseniz bunu da seversiniz. yine de ilk film giber
measuring the world - bir alman filmidir. alexander von humboldt ve Carl Friedrich Gauss'u anlatan bir filmdir. film çok taktandır bence, olmamış bu film...
the man from earth - derin bir felsefe içeren bir filmdir. insanlık tarihine yeni bir bakış açısıdır. bu film hakkında spoiler vermek istemiyorum, o yüzden kısa bi iki şey söylemek istiyorum. film genellikle bir odada geçer. konuşmalar ve fikirler ağırlıklıdır. bir felsefe filmidir. kesinlikle izleyin.
valkyrie - tom cruise reyizin en iyi filmidir. adolf hitler'e karşı yapılan suikastlardan birini anlatır. izleyin beyler, tüm almanlar vahşi değiller.
oceans - bir film değil de, bir belgesel bu. denizler ve okeanlar hakkında şimdiye kadar yapılmış belgesellerin hepsini bi kenara koyun ve bunu izleyin. hayat ne kadar güzeldir ve suyun içinde nasıl bir hayat vardır. beyler bunu izlemeden ölmeyin. bu belgeseli yapan herkesin ellerinden öperim. çekimler için neler neler harcamışlar adamlar, mükemmel ötesi sahneler içerir. izlediğinizde "bu sahneyi nasıl çekmişler amk?" diyeceksiniz, defalarca! bu de earth diye film var. disney çekmiş ikisini de, kesinlikle hatta şimdi oturup izleyin beyler.
3 idiots - bu filmi listeye koymayı unutmuşum. bir hint filmidir. ama öyle böyle değil beyler. eğitim sisteminin iç yüzünü gösteren bir baş yapıttır. üç arkadaşın üniversite yıllarında yaşadıklarını anlatan, asıl isyanın nasıl olması gerektiğini gösteren bir filmdir. bu filme komedi diyenin ta amk. bu film felsefedir, dramdır, bu film candır.
jackie brown - ccc tarantino ccc beyler eğer tarantino hayranıysanız (ben hayranıyım mesela) kesinlikle izleyin. bu arada, samuel l. jackson, robert de niro gibi reyizler oynuyor filmde. crime thriller tarzında mükemmel bir filmdir.
miller s crossing - beyler eski bir suç filmidir. godfather, ya da once upon a time in america tarzı filmler seviyorsanız kesinlikle izleyin. bu arada, yehudilerin dıbına koyayım. çok güzel bi kurgu var bu filmde beyler, kesinlikle tarzı seven izler.
four rooms - 1995 yapımı bir filmdir. tom roth reyiz bu filmde oyunculuğun dibine vurmuş, öyle böyle değil. filmde tim roth reyiz bi hotelde çalışıyor. 4 tane odanın servisini anlatıyor bu film. her oda farklı hikayedir. "the misbehavers" ve "the man from hollywood" bölümleri favorilerimdir. filmin son sahnesinde anırarak güldüm, son sahneyi tarantino reyiz yapmış ve kendisi de oynamış. her odayı, yani filmin 4 farklı segmentini 4 farklı adam yazmış. allison anders, alexandre rockwell, robert rodriguez ve quentin tarantino reyiz. izleyin la
the fountain - film çok karışıktır ve herkes farklı anlar. olay şudur ki, bu film ölümü, hayatı ve aşkı anlatır. hugh jackman reyiz oynuyor baş rolde. bilim kurgu ve felsefe filmidir denebilir. filmi yapan adam Darren Aronofsky beyler. ilk olarak bu adamı tanımayanların ta amk. bu adam requiem for a dream, black swan, pi filmlerini yapan adam. izleyin la, ya küfür edersiniz ya da seversiniz. ama önceden söylemek isterim ki, filmi çok dikkatli izlemeniz gerekir. hiç olmazsa filmin müzikleri için izleyin la, çoğu adamın izleyip de ağlamışlığı vardır. ama venedigde film gösterime girdiğinde yuhlanmış hahaha yok la bence izleyin
django unchained - tarantino reyizin en son filmi demem yeter mi? oyuncular, jamie fox, Christoph Waltz, leonardo di caprio, samuel l. jackson. daha ne diyeyim lan? oyunculuğun en üst düzeyde olduğu bir western filmidir. bi de şu theme song'u yok mu, arayanlar için "luis Enríquez bacalov - django". django isimli bir köle ve Dr. King Schultz isimli alman asıllı bi doktor. şu doktor aslında kelle avcısı ve aradığı üç kardeşi bulması için django'ya ihtiyacı var, çünkü adamların yüzünü django tanıyor. işte ordan başlayan bi hikaye. spoiler vermeyeyim, ama film öyle böyle değil beyler. ccc tarantino ccc
25th hour - edward norton reyizin baş rolde oynadığı bir film. adamı hapise yollayacaklar ve son gününü yaşıyor. güzel bi film panpalar, izleyin bence. ne söylesem spoiler amk naapak ama şu aynada kendisiyle konuşması sahnesi acayip panpalar
confessions of a dangerous mind - yaratıcı ve tüm hayali zengin olup karı kıza kaymak olan bir gencin hayat hikayesi. adam para kazanmak için her yola gidiyor ve bu hikaye gerçek hayattan alınma. aslında chuck barris isimli bir adamın hayatı anlatılıyor. filmi george clooney reyiz yapmış, kendisi de oynuyor. tam 10 numara bir film değil ama, en sondaki sahneyi defalarca izlemişimdir. bu arada, chuck berris amerikalı bir televizyon programı yapıcısı ve televizyon programlarına çok şey katmış birisi.
22 bullets - çoğu kişi bu filme ikinci leon der, haksız değiller ama haklı da değiller. baş rolde yine bizim jean reno reyiz oynuyor. adam katil olmuş senelerden beri, ama bunu öldürtmek için birisi bunu vurduruyor. bizim reyiz de intikam peşinde koyuluyor yollara. bi kere izlenecek aksiyon filmidir, amma jean reyiz keşke oynamasaydı bu filmde, oyunculuğunu hiç beğenmedim. ama bi kere izlenir.
groundhog day - bi tane hava durumu sunucusu Punxsutawney diye bi şehire bir haber yapmak için gönderilir. bu adam her sene bu şehire gelir. şehirde bi adet var. bi tane dağsıçanını evinden çıkarırlar ve ona sorarlar kendi gölgeni gördün mü diye. onun verdiği cevaba göre işte yaz daha ne zaman gelecek mi her ne taksa onu öğreniyorlar. taktan bi adet işte. neyse konu bu değil. adam gelir şehre, haberini yapar, ama şehirden çıkamaz, çünkü kötü hava durumu sebebiyle şehrin çıkış yolları kapalı. mecbur kalır bi gece hotelde. sabah uyanır ve bakar ki aynı günü yaşıyor, yine aynı olaylar oluyor. işte bu film aynı günü tekrar tekrar yaşayan adamın hikayesi. bill murray baş rolde. güzel film binler, izleyin.
dogma - dinle daşşak geçen bi film. ben affleck ve matt damon baş rollerde. adamlar her şeyle daşşak geçiyorlar amk. bunlar ikisi aslında melek ama tanrıya ihanet etmiş melekler. dünyaya ölüm melekleri olarak gönderilen bu ikisi artık tanrıya isyan etmeğe başlarlar ve tanrı tarafından lanetlenirler. eğer bu melekler cennete girmeyi başarırlarsa o zaman paradoks oluşur ve her şey yok olur. işte bunların cennete girmemesi için bi sürü olaylar çevriliyor. garip ve komik bi film.
true romance - ilk önce söylemek isterim ki, filmin senaryosunu yazan adam tarantino reyiz. oyunculara geldikte, meşhurlardan christopher walken, samuel l. jackson, brad pitt ve gary oldman var ama hepsini rolleri kısa kısa. hatta samuel reyiz bi kaç saniyelik amk. neyse, filmin konusu, bi eskorta aşık olmuş bi genç ve ellerine geçen bir bavul kokaini satma maceraları. film tam da üst düzey değil ama, ikonik sahneleri var. mesela christopher walken reyizin, baş roldeki adamın babası ile sohbeti falan. iyi film, bi kere izlenir.
8 mile - eminem reyiz (marshall mathers) oynuyor filmde, konu da tahmin edebileceğiniz gibi, rap. freestyle yarışmaları falan. eğer rap falan dinliyorsanız ve bu filmi izlemediyseniz açın hemen izleyin.