yolda yaptığımın doğru olup olmadığını düşündüm.
baskasını severek bi ilişki yurutebilebilirmiyim bilmiyordum amk.
taksiden inerken ise kararımı vermiştim amk.
hayatım gibilecekti iki türlü de. hayatımı gibtireceğim kişinin hiç olmazsa bana değer verecek biri olmasını istrediğime inandırdım kendimi. al bak sana çikolata vercem, neler neler alcam diyodum kendi kendime. insan kendi kendini nasıl kandırır desem hepinizin bi hikayesi vardır amk anlatacak. benim bu konuya dair hikayem budur amk.
seçilin dairenin kapısının önüne geldim.
kapıyı çalmadan 1-2 dakka durmusumdur ama o 1-2 dakikada ben gözlerimi kapatıp masmavi bi dünyada, masmavi bi ısığın peşine dustum. ışığı bulduğum yer kız kulesi gibi bi yerdi. kız kulesinin mavisini dusunun amk. aynen oyle işte.
oraya yuzdum. oyle hızlı yuzdum ki kollarımın ağrıdığını hissettim kulaç atmaktan.
içeri girdim o mavi kız kulesinden.
içeride mavi vardı.
ama bu mavi bana o mesajı yazan mavi değildi.
bu mavi benim hayallerimde beni seven, benim için gamzeleri beliren, gelecek hayalleri kurduğum maviydi.
yine güldü beni görünce her hayalimdeki gibi.
gamzeleri çıktı.
elleriimle dokunmak istedim gamzelerine ama daha önce denemiştim ve bi hayaletin su içmesinden faksızdı. hissetmiyodum. nasıl ki o hayaletin susuzluğu geçmiyodu benim de geçmiyodu o gamzelere dokununca.
anladı mavi yuzumden bişey soyleyceğimi ve bunun iyi bişey olmayacağını.
yuzum öne düştü, gözlerim nemlendi amk.
"mavi" dedim
hissettim "efendim aşkım" der gibi bakıyodu bana.
zaten çok konusmazdık biz hayallerimde, hep bakısları ile soylerdi beni sevdiğini.
devam ettim ben
"olmayacak anladım" dedim
hissettim mavinin dediklerini "yapma aşkım" diyodu
yaptım, devam ettim.
"ben vazgeçtim" dedim
buna hayal diyenin anasını giberim, ben hayatımda hiç o kadar gerçek ağlamadım. o da ağlıyordu hissettim
"istemiyorum artık seni" dedim
ben konustukca mavi ile aramda bi uçurum açılmaya basladı o andan sonra. uzaklastı uzaklastı. o uzaklastıkca onun mavi ısıgı da uzaklastı benden. karanlıkta kaldım. karanlıkta ağlayan bilir o an ne hissettiğimi.
son kez mavi bi ısık gördüm, sonra kayboldu.
hayali bile kalmamıstı elimde.
her yer karanlıktı.
gözlerimi açana dek hangisinin gerçek hangisinin hayal olduğunu anlamadım amk. bana bi imkan verilse o karanlıkta yaslanırdım amk.
o arafta kaç yıl karanlıkta kaldığımı hatırlamıyorum. gözlerimi açtığımda otomatiğin ışığı da sönmüştü.
elimi yavasca zile zütürdüm. kapıyı çaldım.
ışık söndüğünden delikten bakamadı kim olduğuma secil.
"kim o" dedi
her türk gibi elbette "beeeen" dedim amk.
sesimden anladı, açtı kapıyı.
"adnan" dedi şaşkın şaşkın.
yüzünden o kadar belliydi ki ağladığı.
ben bi hayal için arafta ağlarken o da belli ki kendi hayaline ağlamıstı.
düşünmedim o an onun hayalinin ayağına geldiğini. düşünsem benim de hayalimin bi gün bana gelebileceği umudu belirirdi içimde.
onun için hemen lafa girdim.
"yanımda olmanı istiyorum" dedim
gözleri güldü.
soyleyecek bişey bulamadım.
o kapının önünde kalakaldık ikimiz de.
secile soyleyecek bişeyim olmadığını farkettiğimde 7-8 saniyelik bi sesszlik olmustu çoktan
o yuzden ben de maviye asla soyleyemeyeceğim seylerden sectim cumlelerimi.
"yanımda olmanı istiyorum secil. beraber ağlayalım istiyorum. kavga edelim, barısalım istiyorum. beni sev, seni seveyim istiyorum. izin verir misin?" dedim
boynuma sarıldı.
ağlamaya basladı sevincten.
ben de ağlamaya basladım ama göstermedim ona.
o benim de kendisi gibi sevincten agladığımı sanarken allah denen dj benim hayatın fonuna bi parca koymustu bile...
http://fizy.com/#s/1ahha0