1. 1.
    0
    neyse bundan yıllar önce bir zamanlar bizde liseli binlerdendik.
    ozamanlar yoktu böyle işler.
    derdimiz olduğunda en yakınımıza anlatırdık
    derman arardık dostumuzda. bulurdukta nitekim.
    böyle klavye önde hatıralar elde değildi. herşey dildeydi ozamanlar.
    bilmezdik kimsenin canımızı yakabileceğini. meğer öyle değilmiş.
    vardı bizimde gözümüze kestirdiğimiz biri.
    öyle ahım şahım biride değildi aslında
    ama acıyı verene değilde acıyı hissedene bakmakmış doğrusu
    hayat buya gözümüze kestirdik gönlümüzde yerini buldu
    günler aylar geçti sevgilide olduk
    olduk olmasınada
    senin kalbin onun kadar kuvvetli değilse esir olursun karşındakine.
    esirliği geçtim ben kul olmuşum meğer.
    -sen bana aşık değilsin dedi birgün
    -ben sana deli gibi aşığım kızım ne diyosun sen ( desemde bilmiyordum gözden anlamayanın sözden anlamadığını )
    bu konuşma bi kaç kez daha tekrarlandı.ama ben farketmemiştim
    her söylediğimde daha da aşık olduğumu
    aşk gözü kör eder der dururlar. yalan
    aşk gözümü sabitledi sadece ona bakar oldum.
    fakat ben ne kadar aşkımı hissetmeye başladıysam o benden okadar uzaklaştı.
    ve ayrıldık. ayrıldı.
    okulda bitmişti çoktan gidip göremezdim elinde tavuk döneriyle kantin köşelerinde.
    hayatı zütümüze sokmak için ilk adım olan üniversite sınavına girdim
    sonuçlar gelmeden mesaj attı
    -Allah herkese hakettiğini verir
    verdi.ben 2 yıllık gibtiritaktan bi yer kazandım
    o da dershaneyi kazandı.
    değişim başladı.
    ···
   tümünü göster