1. 1701.
    +12
    gittiğimiz yer kilyosta solar beach var. zengin binler ve zengin binlere özenen binler bilir. oranın biraz daha ilerisinde tırmata diye bi restorant var. eski kilyos halk plajının içinde. "tatlı su" diye de bilinir.
    tepede, böyle karadenizin dalgaları vurdukça ortalık rakı kokan bi meyhane düşünün.
    şimdi adı tırmata beach oldu amk. o da sosyete oldu.
    aha binler internetten eski resmini de buldum:
    http://img.webme.com/pic/y/yelizkanmaz/pict0044.jpg

    şimdi "hani lan dıbına kodumun karadenizi?", "dalga malga vuruyodu bin?" diyen huur evlatları olacaktır o yuzden bastan acıklayayım. fotoğrafı ceken insan dölü denize arkası dönük çekmiş. fotoğrafı çekenin arkası deniz amk. dalgalara gelince; kilyos tarafında otuıran binler varsa bilirler, kışın özellikle kötü havalarda(fırtına, şiddetli yağmur, vs vs) o gördüğünüz plaj suyla dolar, dalgalar o kulube gibi restoranın altındaki ağaç direklere kadar vurur.
    amk o ağaç direklerin hikayesini de kısa bi özet geçeyim; mustafa abi ve nizam abi işletir o dediğim plajı. 2001 yazıydı galiba, ben daha lisedeyim. arkadaslarla çadır kurduk oraya. çadır alanı vardı. biz de sarıyerin cocuğuyuz ya güzellik yaptılar para mara da almadılar. bigün hava bi kapattı amk yağmur falan yağmıyo ama karadenizin anası gibiliyo. üstünde şimşekler yıldırımlar, gemielrin ışıkları görünüyo onlar da beşik gibi sallanıyo amk. bütün gece onları izledik. bi tane de huur evladı vardı 3 parça odun toplayıp ates yakardı bi de gitarı vardı butun plajın huurları toplardı basına. yeri gelmişken soyleyeyim; onun ben anasını gibeyim...
    neyse panpalar o fırtınanın sabahı kalktık, hava süt liman amk. çadırda kalan bilir yazın cadırda uyunmaz amk. sabahın körü içi fırın gibi olur. biz de o yuzden erkenden kalkıp denize giriyooruz falan. ulan plaja bi gittik dünya kadar ağaç amk. ağaç dediysem dallı budaklı değil. eski telefon direkleri vardı ya, onların kabukluları amk. 10 metrelik falan. kimisi plajda kimisi denizde.. romanyalı işçiler vardı onalrı çıkarıp plajın ortaya topluyolar mustafa abilerle. biz de yardım ettik tabi. gece onları tasıyan bi gemi. batmamak için yukunden bi kısmını denize atmıs. o da dalgalarla kıyıya vurmus. sonra sordum "napcan abi bunları?" diye. "elbet işe yarar" demişti. işte o direklerle yapılmıştı o restorant, meyhane ya da her ne taksa.
    ···
   tümünü göster