1. 26.
    0
    AYDIN REiS CiHAN HAKANI'NIN HUZURUNDA

    Aydın Reis, mübarek bir saatte istanbul limanına girdi. Bütün toplarını ateşleyip cihanın padişahını selamladı. Kadırgalardan 300 esir çıkarıldı. Her biri sırma cepken ve en değerli kumaşlardan yapılmış libaslar giymişlerdi. Hepsi türlü ganimet eşyası taşıyorlardı. istanbul şehrinin zarif halkı, caddelere doluşup seyre çıkmışlardı.

    Şevketlü hakanımız Sultan Süleyman Han, Aydın Reis'i diğer bir reisle beraber kabul buyurdular. Namemi alıp okudular. Aydın'a iltifat ettiler. Çıkarlarken Aydın'a 500, yanındaki reise 300, 9 kapdanıma 200'er, gemi imamlarına 100'er, diğer zabitlerime 50'şer altın ihsan edildi. Ayrıca Aydın Reis'e çok değerli birer kılıç, hıl'at ve dürbün verildi. Bütün leventler Tersane'de misafir edildi. Aydın Reis'e tayinat verildi. Aydın, bütün vezirleri ve büyük kapdanları ziyaret etti. Bir ay istanbul'da kaldı. Ay sonunda tekrar Cihan Hakanı'nın huzuruna çıktı. Sultan Süleyman Han, bana verilmek üzere Aydın'a murassa bir kılıç, murassa hançer, sırmalı hıl'at, altınla işlenmiş sancak ve iki büyük pırlantalı sorguç tevdi eti. Ayrıca 20 oturak 3 kadırga da ihsan eyledi. Henüz kızaktan inmiş olan bu tekneler, mükemmel şekilde donatıImıştı. Çok güzel topları vardı. Üstelik ağzına kadar cephane ve direk, katran, zift, halat gibi malzemeyle doldurulmuştu.

    Malzemenin ağırlığından koca kadırgalar iyice suya gömülmüş, değil ambarlarda, güvertelerde bile sıçan gezecek yer kalmamıştı. Huzurdan ayrılırken Aydın Reis'in kavuğuna mücevherli bir sorguç sokuldu. Bilhassa gemilere ve gemilerin içindeki malzemeye çok sevinen Aydın, sevinçle Saray'dan ayrıldı. Cihan Hakanı, filomun Saray burnu önlerinden ayrılmasını seyir buyurmak için Yalı Köşkü'ne inmişlerdi. Filo, bütün toplarını kurusıkı ateşleyerek cihanın padişahını selamladıktan sonra deryaya açıldı.

    Aydın Reis, Avlonya ve Draç'a uğrayarak Venedik Körfezi'ne girdi. Bir müddet gezdikten sonra körfezden çıktı. Sicilya'dan geçip Balear Adaları'na geldi. Mayorka adasından külliyetli esir ve ganimet alıp Cezayir'e döndü. 10 kadırga ile Cezayir'den çıkan Aydın Reis, Sultan Süleyman Han'ın verdiği 3 kadırgadan başka daha Akdeniz'de 15 tekne ele geçirmişti. 28 parça ile limana girdiğini görünce hepimiz çok sevindik. Ele geçirilen gemilerden büyük miktarda kahve, pirinç, ipekli, çuha, ayna, tabanca, tüfek çıktı.

    Aydın'ı hemen kabul ettim. Hakanımızın name-i hümayunlarının bulunduğu al kadife keseyi kemal-i ihtiramla alıp üç defa öptüm, başıma koydum, sonra açıp ayakta okudum. Name-i hümayun şöyle başlıyordu: "Sen ki Cezayir beylerbeyim Gazi Hayreddin Paşa'sın, her ahvalin, mucibince atebe-i hümayunuma malum olmuştur. Gönderdiğin 300 kafir esiri makbul-i hümayunumdur. Cenab-ı Hak seni ve yoldaşlarını mansur ve muzaffer eyleyip dünya ve ahırette yüzün ak olsun. Gönderdiğim cephane ve malzemeyle mükemmel donanma düzüp Akdeniz'de düşman-ı azimimiz olan ispanyol kafirine göz açtırmayasın. ihsan ettiğim çelenkleri kavuğuna sokup, sancağımı baştardana as. Sırmalı al sancağımın şeref ve haysiyetine zinhar toz kondurmayasın."

    Hakanımızın iradeleri mucibince, sırmalı al sancaklarını Cezayir'e paşa kapısının önüne mualla bir mevkie astırdım. Her gün güneş batarken merasimle mehter vurdurup sancağı indirip kılıfına koydurur, ertesi gün güneş doğarken gene merasimle çektirirdim. Sefere çıkarken sancağı, bulunduğum kadırgaya aldırırdım.

    Bu yıl da Cezayir şehri ve çevresindeki bütün yetim ve fakir oğlancıkları ve gelinlik kızları topladım. Oğlancıkları sünnet ettirip, kızları evlendirdim. Her birine ihsanlarda bulundum. Evsiz olanlara ev verdirdim, işsiz olanları işe koydum. Cenab-ı Hak, hayır yolunda sarfedilen her emeğin ve servetin karşılığını fazlasıyla ihsan buyurur. Bunu bizzat ben hayatım boyunca tecrübe ettim. Hayır yolunda ne kadar servet harcadımsa, tez zamanda Allah, birkaç mislini ihsan eyledi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster