0
CEZAYiR'E GiRiŞ
Bütün bu işlerden sonra yürüyüş emri verdim. Bir saat sonra büyük Cezayir şehrine girdik. Bütün ilerigelenler, surların dışında istikbalimize gelmişlerdi. Azim alkış oldu. Büyük tezahürat arasında sokaklardan geçip eski yerlerimize gelip konduk. Sinan Reis'e gemileri ve ailemi alıp Cezayir'e gelmesini emrettim.
Sinan Reis, 33 pare gemiyle Cicelli'den çıktı. Cezayir'e girince cümle toplarını ateşleyip şehri selamladılar. Ben de Cezayir kalesindeki topları ateşlettim.
Bütün Cezayir ülkesinde nizam ve intizamı temin etmek için çalışmaya koyuldum. Tlemsen beyi Abdullah, ben Cezayir'den çekilip gidince kendi adına gibke kestirmeye başlamış, padişahımızın adını gibkelerden kaldırmıştı. Kendisine name yazdım. Dedim ki:
"Tez gibkeleri Halife-i Ruy-i Zemin adına kestirip vergi borcun olan 39000 dukayı Cezayir'e yollayasın. Hazreti Peygamber'in halifesi olan hakanımız Sultan Süleyman Han'ın adını gibkelerden kaldırmakla büyük günaha girdin. Derhal tecdid-i iman eyleyesin. Yoksa seni ibnü'l-Kaadi'den beter ederim."
Emir Abdullah, namemi alınca yırtıp atmış. Bunun üzerine ben de Abdullah'ın oğlu Emir muhafazid'ı desteklemeye karar verdim. Emir muhafazid, babasına asi olmuş, 2000 atlıyla dağa çıkmıştı. Babasını kovup Tlemsen tahtına oturmak isterdi. Bir ordu düzüp Tlemsen üzerine gittim. Yolda Emir muhafazid geldi, elimi öpüp orduma katıldı. Meğer Abdullah da Tlemsen'den çıkmış, üzerimize gelirmiş. Mazuna mevkiinde karşılaştık. Abdullah'ın ordusunu kolayca dağıttım. Asi Tlemsen emiri esir düştü. Huzuruma getirdiler. Hemen başını vurdurdum. Oğlu muhafazid'i hıl'atleyip Tlemsen beyi yaptım. 400 levendi yanına katıp Tlemsen'e gönderdim. Emir muhafazid, babasının birikmiş vergi borcu olan 90000 dukayı(*) 400 levendime teslim edip Cezayir'e gönderdi. Tlemsenliler, yeni emirlerinden gayetle memnundular.
(*) 54 milyon TL.
Bu sıralarda leventlerim, ibnü'l-Kaadi'nin karındaşı oğlu olan Ferhad'ı yakalamışlar. Huzuruma getirdiler. Af diledi. Affettim. Kabilesinin başına gitti. Oradan 20000 duka gönderip bundan böyle sadık bir kulum olduğunu, amcasının isyanıyla hiçbir alakası olmadığını bildirdi. Halbuki amcasının isyanına o da katılmıştı. Ferhad'la bir anlaşma yaptım. iznim olmadıkça Kabiliye dağlarından inmeyecek, her yıl Cezayir'e 10000 altın, 1000 deve, 1000 sığır, 2000 koyun, 100 katır, 20 binek atı gönderecekti.
Cezayir'e dönünce, donanmayı, küçük filolar halinde gazaya gönderdim. Cümlesinin başına Sinan Reis'i tayin eyledim. Önce 6 parçalık bir filo gazadan döndü. Hayırlı gaza olacağını bir gece önceden rüyada görmüştüm. 6 teknem, 6 kafir teknesini yedeğinde getiriyordu. Kafir teknelerinden biri ağzına kadar barut, kurşun, gülle ve 60 adet tunç top yüklüydü. Buna gayetle sevindim. Çünkü cepaneye ziyade ihtiyacımız vardı. Topların her biri 18 ila 24 okka çekiyordu. ikinci kafir teknesinden zift, katran, direk ve kereste, üçüncüsünden zeytin, zeytin yağı, peynir ve bal, dördüncüsünden şeker çıktı. Diğer ikisi de değerli mallarla doluydu. ilk filodan sonra diğer filolar da zengin ganimetle Cezayir'e döndüler. 35 pare teknemden hiçbiri hasara uğramamıştı. Bunun için Tanrı'ya azim şükürler eyledim.
ispanyol kafiri, Cezayir limanının 300 metre açığındaki kayalık üzerinde kudretli bir kale yapmıştı. "Penon" derlerdi. Bu Kaleye birkaç yüz muhafızla birkaç top koymuşlardı. Kale kumandanı Don Martin de Vergas, yaşlı bir asilzade idi; eskiden namlı kaptanlardandı. ispanyol kafiri buraya fazla asker yerleştiremezdi. Zira kayalık bir avuç içi kadar yerdi. içecek sularını bile Balear Adaları'ndan getirirlerdi. Eskiden ispanyol kafiri buradan Cezayir limanını topa tutar, Cezayirliler'e istediğini yaptırırdı. Şimdi bizden korkularından böyle haltlar yiyemez olmuşlardı. Fakat gene de limanın ağzındaki bu kayalığı ispanyol'un elinde bırakmak tedbire uygun düşmezdi. Don Martin'e kaleyi teslim edip çekilip gitmesini teklif eyledim. Reddetti. Bunun üzerine bombardımana başladım. Toplarımız 20 gün geceli gündüzlü kaleye gülle attı. Nihayet kayalığa çıktım(*). Don Martin, 700 askeriyle bir müddet döğüştükten sonra teslim oldu.
(*) 2 mayıs 1529. Bu sırada Kanuni, Viyana seferine çıkmıştı, Edirne'deydi.
Tümünü Göster