0
içinde yaşanan kültürün, gecerli olan dini ve inançları tabana alarak haklilaştirim kazandirdigi iletisim seklidir.
yer turkiye, istanbul. 36 yasinda defalarca pgibolojik tedavi gormus aslen dogu anadolu kokenli ancak 12 yasindan itibaren istanbul'da yasayan bir genc memleketinden 17 yasindaki bir genc kizla evlendirilir.
kiz koyun cobanidir, anadili disinda bildigi bir dili yoktur.
kocasini hic görmemiştir, babasi ve kocasinin babasi dini nikahla işi halletmişlerdir.
kendi yaşının iki katindan fazla olan kocasiyla düğünlerinin yapildiği aile üyelerinin bir kısmının yaşadığı bir anadolu şehrinde karşılaşır ilkin.
kocası anadilini unutmuştur, tam bir istanbul gencidir. karşisindaki kiz ise, yazmali, ayağında şalvarıyla ellerinde toprak kokusu olan bir koyun çobanı.
adam karısını kabul etmez, aşağılar hatta 3 ay yaşadığı şehre zütürmez.
ailesi ısrar etti diye bir gece kızla zorla birlikte olur.
yüzüme bile bakmadı işini gördü kapıyı çekti gitti diye anlatir sonradan o geceyi kız.
adamın abisi, ailenin başı ısrar ediyor diye 3 ay sonra kız istanbul yoluna düşer kocasının abisi ve yengesiyle.
'-türkçem yoktu hiç, bana anadilimde konuşmamı yasaklamıştı. benimle konuşmuyordu zaten, eve geç ve içkili geliyor ben namaz kılıyorsam bana bir tekme savuruyor, gidip mutfağa yemeklere bakıp beni saçımdan tuttuğu gibi yemekleri gösteriyordu. sonra apartman komşularımız, ev sahibimiz geldi bana o işteyken.
üstümü başımı düzelttiler, okuma yazma öğretmeye çalıştılar, 8 ayda ne dediğini anlamayı öğrendim.
çok yardım ettiler allah razı olsun.
saç kıran olmuştum köydeyken saçlarım azdı, 'kapat lan kelini' kelimesinin anldıbını aylar sonra öğrendim.
ev sahibi ablaya sorduğumda kadının gözleri doldu, boşver kızım bazı erkekler kaba oluyor dedi geçiştirdi, beni doktora zütürdü. doktoru öğrenince çok dayak yedim, beni kapıya atti. çok kapıya atılmışlığım vardır bişi demeden beklerdim. kaç saat geçerdi bilmem ama içeri alirdi sonra.
evlendikten 1,5 sene sonra benimle yeniden karı koca olmaya başladı. ailesi kısır mı bu karı diye baskı yapmaya başlamış, sanırım benim gerçeği söylememden korktu.
çok sevgilileri olmuş, hatta ikisiyle birlikte yaşamış ama ailesi tamamen karşı çıkmış bana mecbur olmuş.
benim hayır demek gibi bir hakkım yoktu ki babama karşı geleyim.
bazen beni hiç dövmezdi, oturur ağlar, ayran gibi bir sıvı getirir onu içer içer sızardı.
sonradan komşulardan öğrendim, 10 yıldır aynı apartmanda yaşıyormuş, iki kere intihar etmiş ama kurtarmışlar.
valla billa kocamı ben öldürmedim.
ben onu sevdim de, ilk bildiğim erkek oydu. beni çok dövdü çok küfür etti ama ağladığında ondan gizli ben de ağlardım.
sonra bir gün beni akşam eve geldiğinde evde görürse öldüreceğini söyledi.
gitmedim, yemeğini hazırladım evde oturdum.
dovdu beni, hatta baygın kalınca korkmuş ev sahibine haber vermiş, kızım dedi ev sahibi abla polise gidelim.
olmaz abla dedim kocamdır, yapamam.
aradan kaç ay geçti bilmem. yine bana dedi, evden defol git, nereye deyince git huurluk yap dedi.
sonra da güldü seni huur bile yapmazlar bu çirkinlikte.
20 yaşında çirkin bir kadındım.
sabah oldu kapıda beni attığı yerde beklediğimi gördü dış kapıyı açtığında. bak dedi, defol git, inan bana bu sefer başladığım işi bitiririm.
eve girdim o çıkınca, sıcak bir banyo yaptım. evi temizledim, yemeğini pişirdim. sofrasını kurdum. altınlarımı çıkartıp kolumdan boynumdan masanın üzerine koydum ve evime son kez bakıp kapıyı kapattım.
ev sahibimden helallik istemeye gittim.
çok emeği vardı ben de. şehirli kadındı ama okuma yazmayı, insanlığı, anneliği o öğretmişti bana.
sarıldık ağlaştık.
gel ben de kal dedi, yok dedim bacım var düzce de ona gidicem.
beni arabasıyla otogara bırakıp elleriyle otobuse bindirdi.
cep telefonu kullanmayı da o öğretmişti bana, kocam da nerede olduğumu bilmek için eski cep telefonunu bana vermişti.
akşam oldu sora sora buldum kardeşimin evini, kocası tır şoförü uzak bir şehirde evde kaynanası ve benim erkek kardeşimle kalıyorlar.
erkek kardeşimde bir lokantada garsonluk yapıyor. 11 kardeşiz biz.
bacım durumumu biliyordu, dedi kocan aradı bizi, kizkardeşiniz parayla huurluk yapıyor evden kaçtı diye haber verdi. yanında giderken taktığımız altınlarını da aldığımı söylemiş.
anlattım, ağladım, o arada ev sahibi abla aradı, vardın mı diye sordu bacımla konuştular.
sabaha kadar ağlayıp ezan saatinde uyuyakalmışım.
ertesi gün bacım kaldırdı telefonun çalıyor diye, açtım görümcem arıyor nerdesin diye soruyor. bacımgildeyim dedim ne oldu ki diye sordum. kocan dedi intihar etmiş, boğaz köprüsünden atlamış. hep senin yüzünden huur karı, seni de yaşatmıycaz. telefonu kapattı suratıma.
sonra aile meclislerinden karar çıktı, kardeşlerini ben öldürmüşüm altınlarını da çalmışım. halbuki ev sahibim altınları kız kardeşlerinin aldıklarını görmüş.
beni hala öldürmek için arıyorlar. ev sahibi abla baktı ailem bana sahip çıkmıyor, hatta abime ev almayı teklif etmişler yerimi söylediği takdirde, aldı beni devlet korumasına verdi. devlet sağolsun artık hem ilköğretim diplomam var hem çalışıyorum ve yaşıyorum.'
Tümünü Göster