4 yıl

özge dedi ki;

- bilin bakalım bu akşam size ne pişirecem.
- ne pişireceksin özge?
- süpriz sizin bilmeniz lazım.
- torbada mantar gördüm.
- öfff bozdun süprizi ama
- e zaten kokudan anlardım. mantar sevmem ben.
- bilmiyordum gidip yeni bişeyler alayım hemen.
- yok gerek yok dışarda yeriz. annem gelmiş eve mi tıkıcaz.
- e iyi o zaman gideyim ben.
- dur kızım nereye?
- e yemeğe gitcekmişsiniz.
- e sen gelmeyecek misin?
- ne bileyim başbaşa kalmak istersiniz falan.
- yok be gelirsin.
- iyi madem.

annem az ters baktı ama yapacak bişey yok kıza gibtirgit diyemem. anneme kaldırdım kaşı napayım der gibi. özge lavaboya gitti annem soru yağmuruna başladı;

- bu kızda neden anahtar var?
- sık gelip gidiyor.
- neslihan'ı bunla mı aldatıyorsun?
- aldatmak değil.
- ne peki seko yaptığın?
- anne altı üstü gelip yemek yapıyor kız şu an sevgilimden daha yakın bana.
- o da onu istiyor gibi bi havası var.
- ya bırak allahaşkına ya...

özge lavabodan çıktı o ara kapadık konuyu. yemek için beşiktaşa gitmeye karar verdik.