1. 51.
    0
    - bir türlü tutturamadı nazım usta. piraye dedi olmadı. vera dedi o kadar küçüktü ki mavi gözlü dev bile baş edemedi. orhan veli sayıp durdu oniki de bıraktı öyle aşık oldum ki dedi en sevdiği salatayı bile istemeyecekti. ferhat o kadar uğraştı ki hala onun kazdığı gibi bir su kanalı kazılmış değil. mecnun çöllerde geziyorken leyla sarayda atlas yorgan yatıyordu.

    hele o müjgan...

    semtimizin bir tanesiydi müjgan, saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür.
    elleri ufacık, gözleri dört defa lacivert.
    ve her ne hikmetse o da bana gönüllüyüdü.
    öyle bir sevdim ki müjganı dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
    evleniriz gibi geldi bana.
    evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.

    olmadı.ne oldu peki işte bu oldu:

    hüsnü: ayrıldığı duydum burayı senin için hazırladım müjgan.
    müjgan: çok mesudum ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemiyorum.
    h: bütün arzumuz, bütün isteğimiz bir çatı altında beraber olmaktı - der ve bir gazoz açar.
    m: ne güzel tıpkı eski günlerdeki gibi...
    h: hatırladın demek, o sahil kahvesini bu 50 kuruşluk gazozu unutmadın demek, kurduğumuz hayalleri unutmadın demek.
    m: nasıl unuturum?
    h: nasıl unutmazsın! sen ki hususi arabaylan atlas yorgan, sırmalı fistan uğruna herşeyleri yıkıp gitmiş müjgansın.
    m: hüsnü!
    h: sen ki ardına dönüp bizlere bakmamıştın bi defa, sen ki kağıt paralardan kanat takıp o cehenneme uçmuş müjgansın nasıl hatırlarsın? seni anlamayan müjganlığının farkına varmayan o herif kanatlarını kesmeseydi gene de düşmezdin buralara.
    m: olanları unutalım artık.
    h: yeni hatırladın demek tanıdın şimdi öbür tarafı unutursun tabi.
    m: yeter hüsnü!
    h: yeter tabi yeter şaka söylemiştim zaten. bak şu eve, bak! ilk gittiğin, hayran olduğun, dilinden düşüremediğin ev. o zaman böyle büyük, böyle masraflı bi ev düşünememiştik bile hayalimizden çok daha
    zengin bir hakikat bu. şimdi paramız da var, herşeyimiz var. hadi çık koş, ara, bağır, çağır! hüsnüyle müjgan da gelsin buraya
    m: anlamadım.
    h: ne sen o eski müjgansın, ne de ben o hüsnüyüm, bizi ebediyyen ayırdılar, kopardılar.
    m: hüsnü! bırakma beni
    h: o müjgan için o müjganla hüsnün hayalleri, ümitleri, ufacık fukara istekleri için sen de ağla benim gibi o müjgan en büyük matemlere layıktı ama sen! sen! daha ne istiyorsun benden?

    bir aşık oluruz. böyle destanlar yaratırız. haydi bulun hüsnüyü. el yordamıyla öldürdünüz çünkü. erkekler bir aşık olur ki... ben kendimden biliyorum..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster