1. 701.
    +8
    o bi kaç saniye sessizliğin ardından tuğçenin "özür dilerim" diyen sesi doldu kulaklarıma.
    neden bilmiyorum galiba yine dusunmeye daldım maviyi duymamısım, ya da o kısa suskunluk tıkadı kulaklarımı duyamadım sessizlikten tuğçenin sesini.
    "adnan özür dilerim diyorum" diyince farkettim bişey diyip kıvırmam gerektiğini sanki inancaklar. ne kötü şeyd lan birilerine aslında olan bişeyi yokmuş gibi göstermek. beş parasızken paran var mı diye soran babana "var benim param demek" kadar, açmısın diye soran hiç tanımadığın birine tokum demek kadar acınası bi durumda olacağımı bile bile "nasıl kıvırcam" derdine düştüm.
    "yok ya ne özrü önemli değil" dedim kendim bile inanmadan. "dıbına koyim önemli değil diye boğazın duğumlendi di mi adını duyunca?" diyemedi tabi onun yerine uzun bi "hmmm" çekti.
    o ara uğur geldi sıcıp zütünü yıkamıs benim havlum ve tuvalet kağıdım olmadığından taklu-sulu ellerini zütüne sile sile girdi içeri
    "ne konusuyosunuz bakkem" diyerek
    ···
   tümünü göster