1. 1.
    0
    gibişe dönelim.

    Mert'deki durgunluk anlamsız bir hal almaya başlamıştı. kendi derdimden başlarda pek düşünemeyip anlam veremesem de bir taklar olduğu belliydi. okulu asıp içmeye gittiğimizde ya da tenefüslerde sigara içerken o da sanki benle aynı dertten muzdarip gibiydi.

    bir akşam eve geldiğimde ve tabiki yine aynı bunalımı yaşarken Mert'i aradım. derste ya da tenefüslerde sürekli boş kağıda sıraya, bir şeyler karalıyordu. dedim "Mert ne bu hal? senin sıkıntın derdin ne?" önce bir şey demedi. dersanede sıkıntı olduğunu flan söyledi. tabi aq biz de tanımıyoruz ya onu. yemedim tabi ki. dedim "çocuk değiliz, öyle bir şeyi dert etmeyeceğini bilirim". biraz daha eveleyip geveledikten sonra asıl baklayı ağzından çıkardı:

    "Didem" dedi...
    ···
   tümünü göster