1. 526.
    0
    ulus devletleşme. burjuvaların ulusallaşması ve sanayinn kendisi önemli bir süreç çünlü ihtyiaç duydugu şey merkeileşme ve standartlaşma. sanayaileşme şuna ihtiyaç duyar. o bireylere standart şekilide uygulanacak bir hukuk sistemine ihtiyaç duha.r merkezde berlielenir bu oyüzden berkezileşmeyie belirtir. tr ankara fransa paris ingland london. merkezileşme bu. bu sistemin uygulanabilirliğimni sağlayacak bir bürokratikileşme olmalı. feo zamanında yoku.

    hukukun ulus devletin bir dili olcak. fransada 26 diyalek varken bu tek bir franszcaya evriliyor. ama daha önce yazılmayan bir dil bu latince var. latince yerine ulsal bir dil geliyor. bu ulusal dilin gelmesi sekülerleşmenin ta kendisi. o ruhani dil yerine ulus dili geliyor. bu dili kullanıcak admlar lazım. o zaman bu merkeze bağlı eğitim sistemleri gerek. eğtilikcek. doğru bilgiye kim sahip ? sekülerleşmeye bakıyoruz. bilgi dedğimiz zaman bilginin kaynağı tarih. ulus devlette ama bilginin kaynağı blim. bilim adamları. bu bilimi yayan bireyin zihni. bilginin sekülerleşmesi. din siyaset üzerinden sekülerleşne dedik ve tabi ki butun toplumsal örgütlenme dinden çıkıp sekülerleşmete başlyor. topyekün sekülerleşme de bunların hepsinn olması.

    devletin ideolojik aygıtları. bir devletin devletin kurumları bireyleri vatandaşları yönetirken kullandıgı iki tür araç vardır. biri devletin baskı kurumları. althuser diyo. bir diğeri de idelojik araçlardır. biri somut diğeri sembolik. idelojik devlet araçlarının içine egitimi aileyi pop kültürü. baskıcı devlet araçlarına mahkeme ordu polis ve cezaevlerini koyabiliriz diyor. bu iki farklı araç üzerinden ciks yapıcaz. state power. devlet kendi için bir varrlık devletin somut varlıgı . hükümetler gelir ve kendi aracını yaratır falan değil . devlet iktidar. state apparatus araçlar. repressive ve idelojigical insititons . imaginary ve material olarak da idelojii ayrılır.

    repressive state apparetus. polisin gücü, ordunun gücü, silahlı güç. hukk. mahkemeler. bu sistemin içinde yaşıyorasnız. ve aynı şekilde cezalar var.

    deiolgical state apparaturs da ise ne var ? din, eğitim aile politika ticaret birlikleri medya, kültür. ,

    althuser de sorar ? neden bu işçi devrim yapamıyor. idelojik süreçe maruz kaldıgı içn baskılanıyor sınıflar. bu sistemin devamı sağlanıyor. bu statüko korunmuş oluyor. çok da farklı değil. ama yapısal bir şeyi var. aslında şöyle var. iki farklı toplumsal veya kültürel analiz yapabilirsiniz. biri diakromik ve senkronik bakış açısı.

    diakronik bakış açısı. toplumsal analiz ve çözümleri diakronik yaparsan tarihsel gelişmeye aşamayanın farklılıklarına bakarsın. geçmişte ne oldu ? sosyal formlar nasıldı. bugunkyle karşılaştırma yaparsın. örnek. feo ile pre industrial sociaety arasındaki afarkları anlamaya çalış. marx bunu yapmıştır diakronik.

    senronik analiz var. orada da bir otplumu alırsınız ve belli bir zaman dilinde fixleyip oradan bakarsnı. geç işte neol dugu gelecekte ne olacagı kaygı landırmaz. althuser ve marxın ayrıldıgı temel melesele bu. . marx diakronik analiz yapar toplumsal formları giber. alhtuser structure dan bakıyor. beli bri toplumsal yapıyı fixe eder ona bakar anlamaya çalşır. tarihle ilgilenmez. ikiside genel bakıyor aslında.

    gramsci gramşi. frankfurt ekolu. bunların tanıklık ettikleri biri süreç var. faşizm in geliişmi süreci. gramsşiyi de içine kat. temel meeselesei ne olduda insanlar kendini faşizme kaptırabilirdiler. nasıl desteklediler ne olduda bir otplum bu kdar acımazsız ırkçı olabildi. o dönemin aydınları hep buna bakıyorlar. onların dünyyı anlama biçimi yine çok tutarlı. bir dertleri var hep o dert üzerinden anlamaya çalşıyorlar. işçi sınıfn desteklemesi gereken düşünce faşizmin ucunda yer alan bir şey iken işçi sınıfı gibi bir sınıf naısl olurda faşizmin en büyük destekçisi olur. olmayacakbiriey olur. marsixt açıdan baktıklarında. why the working class yield to faşism. ? neden devrim yapcagına bunu yaptı. ? temel mesele bu

    neyi görüyorlar. ? marksın bıraktıgı yerden devamediyorlar. o egemenin birideolojisi mekanizması var bunlar bilinçlienmeyei engelliyor. u noktada gramsci bakıyor bu noktadan bakınca onun uzerinde durdugu bir kavram var. hegemonya. ne bu ? marxa göre ideolji funcutainl egemen in çıkarına çalıpıyorç subordinet sınıfları gibiyor. indoctrine ediyor

    gramsci buna gibtir git diyor başka birşey var diyor. hege diyor bir düşünceler bütünü. bu düşünceler bütünü aslında egenin yada diğer baskıcı grupların. ataerkil milliyetçi heterolük zart zurt. butun bu farklı gege biçimleri aslında aşagıdaki o alt sınıfları ve tabi olan sınıfları indoctinre etmez rızasını alır. temel mesele hegemonyada budur. hegemonya bir ruza alma sürecidir buna dayalıdır. indcotine oldugu için false canciuse gitmez rızasını alır.

    sadece mode of production değil başka hege üzerinden de oluyor. o zaman . bu tabi sınıflar subordinate ler . egenin idelojisne tapar beause they have reason of thier of own. marxa göre bireylerin con u çok pasif. gramsci ise bilinçli aktif diyor. o yönde seçim kullanan bireyler var diyor. ve faşismiz de böyle açıklıyor. eğer tr de işçi sınıflarının ezilen sınıfların neden akp ye oy verdiğini anlamak istiorsanız gramsciye bak marxdan çok.

    birand açıklaıd aslında biz 28 şubata sevindik. içselleştirdik kendi çıkarımızı orada görüdk şimdi bakıyorum şaşırıyırum.

    birz amanlar kemalist ordu önplandaykn ön planda antı kemalıst dıncı

    bu enteller hegenin ilerleyeşinde çok önemli. aslında toplumda bireylerin rıza göstermesinin sağlayan önemli insanlr. opinion leader. onların sözünü dinelrsiniz

    gramsci ve marx farklılıgı. gramcide aslında mseleyi determinist şekilde ele almıyor. economic productiona indirgemiyor o da birz geniş bakıyor.

    sınıf çatışması idelojik çatışma. its a prosses of a struggle. frankfurt değil gramsci

    marxın yabancılaşma kavramı. commodity ve yanlış bilinç kavramı. bunlar temel olarak marxist bakış açısından medyayı anlama. bireye bakıyorum artık. industrializion da çalışan bir üretim bandı. modern times charlie chaplin. modern zamanlar. o da bu bakış açısıyla sanayi üertim bandına yaklaşan bir filmdir. yabancılaşmada üretim bandı niye önemli

    işçi tek aktivite mekanikleşme. vidayı sıkma çiviyi çakma. marx daha önce derki zanaatkr bir at arabası üretirken tamdıbını üretir arkasındaki herşei ürtit. ürettigğini ne oldugunu bilir. aynı zamanda oradaki rüetim biçimi onun çevresine kendisine insnlara yabancılaşmasını getirmez beraerinde.

    ama öbüründe ise fabrikadar bir birey var mesai saati çerçeviesine 1500 kere vida sıkmak zorunda ve 10 15 yıl boyunca her gün yapmak zprunda. bireyn emegine çevresine etrafına insnlar ve tpoluma yabancılaşmasını saglıyor. annihialtion. endürstri toplumnda birey nasıl bireşy . toplumsal hayattan ne baskı ve zorulıklara maruz kalıyor.

    böle mallaşmış bir adamın yanlış bilinçlendirmesi çokkolay.n bir de metafeşizmi var. bir ürünebakarken birey o ürünün arkasındaki emeği sömrüyü göremez. görmüyor. onu düşünmüyor. bu bizim günlük hayatta olan çok birşey. nike arabası giyerken onların taianda çinde gibile gibile yapldıgı metaya bakıyoruz metanın arkasına bakmıyoruz.

    ihtiyaç meselesi. girme buraya am sonuçta kullanım değerinin dışında ürünlerin birde statü gösteren degerleri vardır. çok girmicem degerlindirmce.

    kitale toplumu

    frank ekolu bilgi gibi deiğl marküs adorno falan.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster