0
orta okuldayken bir servisçimiz vardı. hiç sevmezdim adamı. neyse. bizim serviste sabah bizimle giden bir lise öğrenciside vardı. onunla birgün konuşurken ileride ne olursa olsun sakın bu ülkü ocaklarına bulaşama. eğer oraya gidersen seninle daha işim olmaz tarzı bir şeyler söylemişti. çocuk bize büyük geliyodu o zamanlar ama amk şimdi düşününce adam liseliydi lan o zaman. neyse bende sırf gıcıklığına neymiş lan bu ülkü ocakları diye araştırmaya koyuldum. ilk önce sınıfta bir iki arakadaşa sordum. onlardan birisi valla iyi bir yer. bizim evin yakınında var. babam falan ordakileri tanıyo demişti. hatta biz ocağın yanında internete gidiyoz bizden para falan almıyolar demişti. o gün amk neredeyse bende ülkü ocağına gidip beni de yazın diyecek kadar olmuştum yemin ederim. fakat tek bir fikrim yoktu ne oldukları ile ilgili. birgün ders çıkışı arkadaşımla bende gittim. internet cafede counter oynadık falan. mına koduklarım arkadaşımdan almadılar ama benden para aldılar. bende söve söve parayı ödedim çıktım. neyse akşam eve geldim olayı babama anlattım. böyle böyle. benide yazdırın bende beleşe gideyim dedim. arkadaş o gün babamdan bi azar yedim, dövmezdi hiç sağolsun, hala onu hatırlar onu bilirim. neyse gerçekleri öğrenemem çok olmadı zaten. ama inanır mısınız bugün üniversite son sınıftayım ve babamla bu anımızı arada bir hatırlar eğleniriz. öylede bir adamdır.
hadi keloğlan parmaklıklarıı sosiss gibi sen mi
erdal özyağcılarr