kadını cinsel bir olgu olarak görmeyin

kapitalistlerin amacına hizmet etmeyin. bu olguya tarihsel materyalistlerin bakış açısıyla bakalım; Friedrich Engels "Der ursprung der familie des privateigentums und des staats" (Ailenin devletin ve mzel mülkiyetin kökeni) isimli eserini inceleyelim. Bu yapıt; toplumsal yapının, ilkel komün sisteminin modern çağlara kadar yaşadığı değişimleri detaylı olarak inceler.Fuhuş, kadınlardan da çok, asıl erkekler için ahlak bozucudur. Fuhuş, kadınlar içinde yalnızca kendini buna kaptıran mutsuzları alçaltır ve bunların sayısı, genellikle sanıldığından çok daha küçüktür. Buna karşılık, fuhuş, bütün erkek dünyasının niteliğini değerden düşürmekte, alçaltmaktadır(s. 88)

Engels’in tespitini özetlemek gerekirse, kadınların yenilgisi üretim ve dolayısıyla toplumsal ilişkiler alanından dışlanmalarıyla ortaya çıkmıştır ve çözüm yoluna bu sürecin tersine çevrilmesiyle (ama daha yüksek bir aşamada) girilecektir. Kadının dünya çapındaki tarihsel yenilgisi bir kez gerçekleştikten sonra, egemen sınıf, kurduğu ekonomik ilişkiler, ideolojisi ve baskı araçlarıyla “kadının” özelliklerini belirlemiştir. Dolayısıyla bu koşulları ve her şeyden önce de toplumun temelini oluşturan ekonomik ilişkileri değiştirmek, dönüştürmek gerekir. Marksizmin politikalarını belirleyen budur... '

özet: Cahillerin anlayacağı dilden söylemem gerekirse Engels aile ile özel mülkiyetin bir birine paralel olduğunu ve bunun burjuva sınıfının ekmeğine yağ sürdüğünü iddaa eder ve bunun yıkılmasının kadına biçilen rolün değişmesiyle gerçekleşeceğini iddaa eder.