1. 176.
    0
    apa(amerikan pgiboloji topluluğu), sosyal anksiyete/fobiyi şöyle tanımlamıştır:sosyal fobi utanmaktan, küçük düşmekten, sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde korkma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek yaygın bir anksiyete(kaygı, bunaltı) bozukluğudur.
    bu makale 1.602 kez okunmuştur
    paylaş


    i̇nsan mutlu olabilmek, doyum verici bir hayat yaşayabilmek için, kendisiyle diğer insanlarla ve dünya ile iyi ilişkiler geliştirmelidir.

    i̇nsan sosyal bir varlıktır; bu yüzden diğer insanlarla uygun şekilde iletişime girmek, kendini ifade etmek, karşıdakini dinlemek vb. onun en temel ihtiyaçlarındandır. ancak bazı insanlar diğer insanların arasında kendilerini rahat hissedemez, iyi ifade edemez; insanların olduğu ortamlardan uzaklaşmak isterler.

    apa(amerikan pgiboloji topluluğu), sosyal anksiyete/fobiyi şöyle tanımlamıştır:sosyal fobi utanmaktan, küçük düşmekten, sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde korkma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek yaygın bir anksiyete(kaygı, bunaltı) bozukluğudur.

    yakın tarihlerda yapılan bazı gözden geçirme çalışmaları sosyal fobide 3 önemli noktanın altını çizmektedir: 1- sosyal fobi ruhsal bozukluklar içinde en yaygın olanlardan biridir
    2- utangaçlıktan daha aşırı bir durumdur ve neden olduğu sonuçlar bakımından tahmin edilenden daha ciddi bir bozukluktur.
    3- sosyal anksiyetesi olanların sadece küçük bir bölümü tedaviye başvurmaktadır.

    günümüzde yaygın olarak kullanılan tanı sınıflama sistemi dsm-iv-tr’ye göre sosyal fobi kriterleri şunlardır:

    a. tanımadık insanlarla karşılaştığı ya da başkalarının gözünün üzerinde olabileceği, bir ya da birden fazla toplumsal ya da bir eylemi gerçekleştirdiği bir durumdan belirgin ve sürekli bir korku duyma. kişi küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağından korkar (ya da anksiyete belirtileri gösterir.)

    b. korkulan toplumsal durumla karşılaşma hemen her zaman anksiyete(kaygı, bunaltı) doğurur, bu da duruma bağlı ya da durumsal olarak yatkınlık gösterilen “panik atağı” biçimini alabilir.

    c. kişi korkusunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir.

    d. korkulan toplumsal ya da bireysel eylemin gerçekleştirildiği durumlardan kaçınılır ya da yoğun anksiyete ya da sıkıntıyla bunlara katlanılır.

    e. kaçınma, anksiyöz beklenti ya da korkulan toplumsal ya da bir eylemin gerçekleştirildiği durumlarda sıkıntı duyma, kişinin olağan günlük işlerini, mesleki (ya da eğitimle ilgili) işlevselliğini, toplumsal etkinliklerini ya da ilişkilerini bozar ya da fobi olacağına ilişkin belirgin bir sıkıntı vardır.

    f. 18 yaşının altındaki kişilerde süresi en az 6 aydır.

    g. korku ya da kaçınma, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir ve başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. agorafobi ile birlikte ya da olmadan panik bozukluğu, ayrılma anksiyetesi bozukluğu, vücut dismorfik bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluk ya da şizoid kişilik bozukluğu).

    h. genel tıbbi bir durum ya da başka bir mental bozukluk varsa bile a tan ölçütünde sözü edilen korku bununla ilişkisizdir, örn. korku, kekemelik, parkinson hastalığındaki titreme ya da anoreksiya nervoza ya da bulimia nervozadaki yemek yeme davranışı ile ilişkili değildir.

    sosyal fobinin ortaya çıktığı durumlara dönük yapılan çalışmalarda, dört kategori belirtilmiştir:

    1- en çok kaygı yaratan durumlar, bir toplantıda konuşma yapmak, dinleyicilere bir sunum yapmak gibi esmi etkileşimlerdir.

    2- partiye, toplantılara gitme, tanıdık olmayanlarla toplantılara katılma gibi resmi olmayan konuşma ve etkileşimler ikinci sırada yer almaktadır.

    3- üçüncü kategoride itiraz etme, bir malı iade etme, ısrarlı satıcıların baskısına direnç gösterme gibi girişken etkileşimlerin gerektiği durumlar yer almaktadır.

    4- dörüncü düzeyde sosyal kaygı yaratan durumlar ise başkalarının gözü önünde çalışmak, yemek yemek ya da yazmak gibi durumlardır.

    sosyal fobi genelde ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür.

    sosyal fobik insanların düşük öz güvene sahip oldukları düşünülebilir. onlar başkalarının düşünce ve değerlendirmelerini abartma eğilimindedirler.

    türk toplumunda sosyal ortamlarda çekingen tutumlara sahip olma yaygın bir durum olarak göze çarpabilir. her çekingen tutum sosyal fobiyi işaret etmez. sosya fobinin tanı olarak ifade edilebilmesi için yukarıda sayılan tanı kriterlerinin karşılanması gereki
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster