1. 76.
    +2
    @9 iman iki çeşittir; tahkiki ve taklidi iman olmak üzere.
    taklidi iman; görgü, gelenek, telkin, çevresel etkenler neticesinde insanın dışardan edindiği ve sorgulama gereği duymadan yaşadığı imandır. böyle insanların imanının sarsılması, dinden çıkmaları, neye neden inandıklarına cevap bulamamaları çok sık görülür.0
    tahkiki iman; hiçbir şüphe, vesvese veya batıl fikir ile sarsılamayacak olan imandır. kalbi duygularla insanın nefsini, yaradılışını, kainatı irdelemesi, tefekkür etmesi söz konusudur.

    tefekkür; varlıklara allah ndıbına bakmaktır. pencereye bakmakla pencereden bakmak bir değildir. pencereye bakan lekeleri, pencereden bakanlar ise dışarıyı seyrederler.

    müslümanların en büyük sıkıntısı tahlidi imandan kurtulamamalarıdır. doğrusu şudur ki; pek çoğu, çok az düşünür...

    @21 her canlı ölümü tadacaktır. inanç sisteminde insnaların kendilerine takdir edilen ömrü yaşadıklarına ve ecel geldiğinde bu ömrü tamamladıklarına inanılır. eğer bilim ölümsüzlüğü bulacak olursa bu sefer de kıyamete çözüm bulamayacaktır. nitekim dünyanın sonunun gelmekte olduğunu da yine bize bilim işaret etmektedir. kıyamet ya da ecel, her ne olursa olsun; allah emrini yerine getirmeye muktedirdir.

    @31 tevratı okumadım tahrif olduğu, bozulduğu gerekçesiyle. bi ara incile merak saldım, okumaya başladım ama şayet aramızda hristiyan arkadaşlarımız varsa kendilerinden çok özür diliyorum, incil bana ömer seyfettin hikayeleri gibi geldi. sanki biri masal anlatıyomuş gibiydi ve okumayı yarıda bıraktım.

    @56 peygamber gönderdi, kitap gönderdi. baktı olmadı azap gönderdi derken; o dönem dünyada varolan peygamberlere verilen emir neydi tam bilmiyoruz. ancak şu bi gerçek ki; kendilerine azap edilen kavimler bu azabı kendileri istemişlerdir. yani, haşa allah varsa bizi cezalandırsın gibi allahın gazabını denetlemeye çalışmışlar, neticede helak olmuşlardır. kur'anda bu konu ile alakalı çok bahis var. ihtiyaç duyulursa aslında x ynın hazırladığı kavimlerin helakı içerisinde ayetler falan da verilmekte, oraya da bakılabilir.

    günümüzde üç büyük semavi din var demek de pek doğru değil. semavi din tekdir yani islamdır. isevilik, musevilik, muhafazidilik aslında birbirinden farklı şeyler değildir. hz.isa, hz.musa ve diğer peygamberlerin kavimlerine de namaz, oruç gibi ibadetler verilmiştir. farklı olan tek şey şudur ki; diğerlerine gönderilen kitaplar kur'an kadar hikmetli ve detaylı değildir. ve diğer peygamberler; hz.muhafazid gibi yüksek bir makama sahip değillerdir. zira peygamberlerin bile kendisine verilen makama imrendikleri belirtilir.

    böyle olacağını bilmiyo muydu sorusu ise biraz garip; çünkü ben inanıyorsam ve sen inanmıyorsan, allah bunu biliyor. ancak ne ben allahın bildiği için inanıyorum, ne de sen allahın senin inanmadığını bildiği için inanmıyorsun. burada eylem ile gözetleyen arasında bağlantı kurulmaya çalışılması pek mantıklı değil. sen inanmakta ve inkar etmekte özgürsün. ancak ne olacağını neticede allah biliyor olacak. allahın bunu bilmesi ise senin için bişeyi değiştiriyor mu, değiştirmiyor. sen neticede bunu kendi iraden ile tayin ediyorsun. geçmişte yaşayan insanların durumları da böyle. onlara da emirler, kutsal kitaplar ya da suhuflar bildirildi. ancak yine kendi iradeleriyle kendileri seçtiler. bu olayın levhi mahfuz boyutu var da orasına giriş yapmak için epey donanımlı olmak gerekir...

    @61 tanrıya ulaşmak için din gerekli değildir. bi insan tüm dünyadan ayrı, tecrit edilmiş bir bölgede yaşıyor olsa da allahın varlığını pek ala görebilir. yeter ki bu mevzuuyu düşünsün. hz. ibrahim in peygamber olmadan önce kavminden ayrılışı gibi...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster