+12
-2
evrenin başlangıcını falan tartışmayacağım ayrıntılı bilimsel bir konu ve burada tam olarak bu bilgiye sahip tek bir kişinin bile olduğunu sanmıyorum ve bu bilinmezlikte hiçbir taraf üstünlük sağlayamaz.
neyse tanrı yok dedik.
milyarlarca güneş sisteminin içindeki trilyonlarca gezegenden * biriyiz ve yaşam koşullarımız oluştu. bu kadar çok sistem ve gezegen arasında mantıklı bir olasılık.(oluşmayanlar ile kıyaslandığında) bu oluşan koşullarda oluşan cansız materyaller milyonlarca yılda çeşitli değişimlere uğradı ve canlılık meydana geldi. sonra vs vs yine milyarlarca yıl primatlar oluştu. ve primatlardan bir kısmı çevresel etmenler yüzünden ellerini kullanmak zorunda kaldı ve ellerini kullanması beyin yapısını geliştirdi. alet edevat kullan falan filan derken daha çok gelişti işte ateş mateş bi sürü olay derken insanımsı bir yaratığa dönüştü. diğer kısım primatların çevresel durumları pek değişmedi ve ormanlarında mutlu mesut yaşamaya devam ettiklerinden bu beyin yapıları aynı kaldı. günümüz insanına dönersek gelişen beynini artık hayatta kalmaya kullanmanın yanı sıra 'ben nereden geldim' 'bir yaratıcım var mı' gibi sorular sormaya başladı. başlarda güneşe aya yağmura şimşeğe anlam veremedikleri şeylere taptılar. zamanla bu durumlar çözüldükçe günümüzde anlam veremedikleri tek şey olan 'nasıl meydana geldik' 'olayın en başında biri var mı' sorularından dolayı tek bir tanrı inancı hüküm sürmekte hala. ve bu zamanda bile farklılıklar var. bu durumda isa muhafazid nuh vs kişiler ya şizofren ve doğa üstü güçlerin kendileriyle iletişime geçtiğini savunan üst düzey zekaya sahip kişiler, ya da insanların kafalarındaki boşluklara uygun şeyleri bulabilmiş yine üst düzey zekaya sahip kişiler. ve bu komple mantıklı olaylar olarak gözüküyor.
tanrı var diyelim.
evreni dünya için yaratmış gibi gözüküyor. ya da kullarının 'ihtişama bak be' diye kendi güzelliklerini arayıp bulmasını istiyor. peki o zaman mağara adamlarını neden yaratmış gibi bir soru geldi şu an aklıma. neden evrimsel süreçler var? insanoğlu kulluk yapabilecek düzeye gelene kadar neden bir sürü aşama katetmiş. avlanıp çiğ çiğ ceylan yiyen bir insan konuşamayan garip sesler çıkaran bir insan nasıl kulluk etsin, etmeyecekse dünyada işi ne? garip. zamana göre her zaman değişmeyecek mi insanların kafalarındaki boşluklar sorular? şimşeği tanrının gazabı sanan bir insan, o devirde böyle düşünmekte gayet haklı iken, onun yaratılış amacı ne kulluk edemeyecekse? neyse bu soruları geçelim. tanrı dediğimiz zaman zaman ve mekan kavramı olmayan bir varlıktan söz ediyoruz. peki zamandan münezzeh olan bir varlığın zamanı olan bir ortam yaratıp ve zamanı yaratıp o zaman içinde olan bitenleri izleyip değerlendirip ceza ve mükafat vermesindeki amaç nedir? ya da daha anlaşılır bir biçimde sorayım; belli bir gücünüz var ve 10 adet insan yarattınız. birer tane amlı koydunuz önlerine ve onlara bir peygamber aracılığıyla o kadınlara dokunmayın dediniz. 5 i dokunmadı 5 i gibti. öldüler. gelin bakalım siz 5 kişi yanacaksınız dediğinizde o insanlar 'tanrım yaratılmayı ben istemedim ki, hem yaratıp hem yarattığın şeyi yaptığı şeyden dolayı cezalandırman mantıksız değil mi?' derse n'olacak? daha sayfalarca mantık hatası sayabilirim bu konuda. o yüzden her zaman dediğim gibi tanrı inancı bir 'inanç' tır ve insanın kafasındaki boşlukları doldurp huzur verir. zora düştüğünde dua edebileceğin üstün bir varlık rahatlatıcı bir etmendir. bazı kişiler buna ihtiyaç duymaz kendi başına olduğunu düşünür ve o zor durumdan kurtulmaya çalışır. kısacası tanrı var veya yok bilemeyiz. elimizde olan tek şey mantığımız.