"meltem bir şey sorcam sana ama, bu evde biraz fazla eşya yok mu sence?" deyip güldüm, sonra da yanlış anlaması için ekledim, "yani aile evi gibi yani, olumlu manada söylüyorum ;)"
kız gülüp, "maşallah baya dikkatlisin hee (:, zaten öyle ya, aile evi" deyip güldü, ceydaya tekrar sarılıp az önceki esprisinin devam filmini çekti,
evet meltem eyvallah, iyisin hoşsun da, ben bunu geyik olsun diye sormamıştım.. neyse, bana ne amk, gibtir et.. diye düşünüp ben de gülmekle yetindim, sorumu geliştirmedim, sanırım o ara biraz hoşnutsuz bir yüz ifadesi de takınmış olmalıyım ki kız düzeltme yapar gibi ekledi,
"şey, ama sahiden aile evi, öyleydi daha doğrusu, biz eşyasıyla kiraladık.."öğrenciye eşyalı ev" şeklindeydi"
haa.. şimdi anlaşıldı durum..
"oo iyi bulmuşsunuz ya, böyle opsiyonlar da varmış demek, bilmiyordum"
"tabi canım, bi de biz ilk kiracılarıyız, epey şans oldu.. gerçi eşyalar kullanılmış sonuçta ama durumları gayet iyi gördüğün gibi, bizden önce başka öğrenciler olsa iyice taklarlardı (:"
"siz takluyonuz yani?" dedim ciddi olma taklidi yaparak, bunlar koptular.. kulağımı çınlatan kahkahaların ardından meltem, ceydaya dönüp, "nerden buldun bunu ayol çok şeker" deyip bana muzip muzip baktı..
kız benle olmayan taşağıyla taşak mı geçiyor beyler?
ceyda, "bulduk işte birbirimizi, o da benim gibi, zaten görüyorsun" deyip ellerime uzandı, meltemin kucağından kalkıp bana yaslandı,
değişik kız meltemin değişiklikleri ortaya çıkmaya başlarken ben müstakbel kayınvalidesine düzgün gözükmeye çalışan damat adayı gibi stabil gülümsememi ve pozitifliğimi korudum.
"tsigalko da eve çıkmayı düşünüyor seneye" dedi ceyda ev konusu üzerinden devam ederek,
kız, "aaa, iyi yaparsınız ya, burda yurttaydınız demi? doğru söylemiştin.. bence de ev daha mantıklı, hele böyle eşyalı filan bulursanız sakın kaçırmayın" deyip yeniden normal moda döndü, diyecektim ki ekledi,
"ceyda ile çıkarsınız artık?"
doğrusu böyle bir konuyu konuşmamıştım benim kızla, biraz utanır gibi olduk,
"yani.. bakıcaz bakalım.." deyip geçiştirdim, meltem özel hayatımız üzerinde pike yapmaya başlamıştı, eğer sevimli ve cana yakın görünerek bir yandan da benim özelime çomak sokmaya çalışacaksa, o kadar da tatlı olmadığımı anlamasını sağlayacak bir iki ince ayar çekmem gerekebilirdi bu gece, malum üzerime yoktur bu konularda
*
gece muhabbet farklı seyirlerde devam etti, neyse ki meltem beni herhangi bir alanda sınamaya kalkmadı, valla iyi kız miyi kız dinlemez, lafı gediğine tıkardım. keza bütün bu canlılığının ve pozitifliğinin yanında biraz da patavatsız olduğunu idrak etmeye başlamıştım.. idare etmesi zor bir tip, her an coşabilir, parlayabilir, olmadık yerlerde olmadık şeyler yapabilir.. deli yani.. (:
saat epey ilerledikten ve yağmur da hızını kesmeyip yanına gök gürültüsü ve şimşekleri ekledikten sonra meltem sordum,
"gençler, bu gece bendesiniz demi?..dışarsı fena yani.. kalıcaksın demi ceyda?"
zaten bizim de niyetimiz oydu açıkcası, hani yağmur yağmıyor olsa bile, şöyle boş sayılabilecek bir evde, ceyda ile başbaşa.. lise eteği filan.. oyhşş..(:
düşüncelerden sıyrıldığım sıra da ceyda cevap verdi,
"canım yağmur durur heralde ya..sana zahmet vermiyelim?" diye yarı ciddi sordu,
"a aa, saçmalama salak şey ne zahmeti.. ceydaa, bak erkeğin de koruyamaz seni elimde kalırsın ona göre" deyip şakadan kızma taklidi yaptı meltem,
gene bir yerlerden bana iş atan bu cümleye de gülümsemekle yetindim,