fransa da yaşadığımız seks hikayeleri

kimyasala dirençli eldivenlerimle içinde beyaz toz bulunan kavanozu alıyorum ve yavaşça kovanın içine boşaltıyorum.
ardından l'acide yazılı kabı alıyorum. dökmeden önce yüzüme maske pek işe yaramayacağımı bilsem de hastane maskelerinden geçiriyorum. kaptaki sıvıyı hafifçe boşaltıyorum ve anında parlıyor, köpürüyor. kovadan uzaklaşıyorum. duman tavanı kaplıyor. banyonun cdıbını açıyorum. soğuk. bir başka kovayı daha alıyorum, bezelyeden biraz daha küçük olan bir avuç maddeyi kovanın içine bırakıyorum, hafif pıhtı bir sıvıyı üstüne bocalıyorum ve elimdeki sopayla karıştırıyorum. her taraf sanayi gibi kokuyor. böylelikle üç ayrı kova hazırlıyorum ve ben dördüncüyü hazırlarken banyoya melis giriyor kıçının kenarını kaşıyarak. bomba mı yapıyorsun, diyor. sayılır, diyorum. çık banyodan. lavaboya gidip yüzünü yıkıyor, çık dışarı her taraf kimyasal dolu bi de zehirlenmeni çekemem, aşağıdaki banyoda yap napacaksan, diyorum. öf beee diyor, uykulu gözleriyle. öfff, senden de temizlik takıntından da bıktım. hangimiz daha takıntılıyız düşün bi? diye yanıtlıyorum. gibtir git, diyip çıkıyor banyodan. elimdeki kovalardan birini küvete boşaltıyorum. duman yükseliyor aniden. nefesimi tutup elimdeki fırçayla tüm küvete dağıtıyorum. nerdeyse küvet eriyecek. banyodan çıkıp bekliyorum ve içeri girip ikinci kovayı da tuvalete boşaltıyorum, kova suya temas eder etmez kabarıyor ve bir kısmı tuvaletin dışına taşıp hemen dibindeki banyo takımı kilimin ucunun rengini bembeyaz yapıveriyor. sonra köpürme bitip geçiyor.

kilimleri kaldırıp üçüncü ve dördüncü kovayı da banyonun zeminine boşaltıp banyodan çıkıyorum. pırıl pırıl. melis çıkıyor aşağıdaki banyodan. mutlu musun, diyor. sen daha mutlu olmalısın ben olmasam tak içinde yaşayacaksın, tuvalet tıkanmış. diyorum. bravo kahraman diyor. tam odaya girecekken, olivia diyorum. olivia? diyor. ya dün geceki kız, adı herneyse diyorum. gelecek mi bi daha? bilmiyorum, bir aylığını yurtdışında o dün gece burdan çıkıp oraya gitti diyor. şansımı gibeyim, o kız başımı döndürdü, telefon, mail bir şeyleri var mı mutlaka tekrar görmeliyim onu. mutlaka çağır, buluşmamı sağla diyorum. tamam sakin ol, hele bi dönsün bir şeyler ayarlarız diyip odasına giriyor.