1. 276.
    0
    annemin paris'teki bir fuar için evde yalnız kaldığımız bir gündü. yalnızlık, geceleri korku demekti. korkuyu atlatmak için beraber yatıyorduk. melis bana sırtını dönmüştü, ben de ona sarılıyordum. ne annem ne de babamdan görmediğim şefkati bu şekilde dolduruyordum belki de. ikimiz de uyanıktık. melis'e soruyordum, niye diyordum. niye bu vücutlara takıntın. niye kendi vücuduna işkence ediyorsun. niye çirkin vücutları çekmiyorsun diyordum. yavaşça döndü kollarımın altında. göğüsleri çıplaktı. bana doğru bakıyordu, yavaş ve sakin bir konuşması vardı. camdan çıkan ay ışığı benim sırtımı ve onun göğüslerinin ve yüzünün üstünü aydınlatıyordu. çünkü, dedi yavaşça. çünkü güzellikler sonsuza kadar yaşamalı. fotoğraflar, sanat sonsuza kadar yaşamaktır. çirkin olanlar bunu haketmiyorlar. onlar, evrimsel bir hatayla buradalar. yüz bin yıl önce güzel olan, sonsuzluğunu çocuklarına bıraktığı genlerle sağlıyordu. çirkin olan ise asla sonsuzluğa erişemiyordu. artık çirkinler de güzeller kadar bu işin içindeler. sonsuzluğun. o yüzden, diyordu. ben yalnızca güzel olanı saklayacağım. saklamaya değer olanı, saklanması gerekeni. sonsuzluğu hakedeni. güzel vücut, güzeldir. güçtür. diğerleri ise kusurdur ve güçsüzdür. güçsüz olana yer yok canım, dedi. ve arkasını dönerek yattı. ay ışığı bu sefer sırtına vuruyordu. benim de gözlerim kapandı, uyudum.//

    üstümü değiştirip merdivenlere geldiğimde, olivia yeniden poz veriyor, melis ise deklanşöre basıyordu. o an melis'in olivia'yı nasıl gördüğünü anladım. olivia melis için, evrimin gerekli basamaklarından fazlası değildi. onun yaratmaya çalıştığı kusursuz dünyanın basit bir hayvanıydı ya da basit bir geniydi yalnızca. dna'sıydı. çektiği binlerce "güzel" fotoğrafın arasında ufacık bir genden fazlası değildi.

    benim için ise olivia bir tanrıçaydı. evrimi başlatan ya da evrimin sonunda gelmesi gerekendi. binlerce fotoğrafın bir sonucuydu. kusursuzluğun adıydı. en üst basamağa oturup dakikalarca izledim onları. melis'in yarattığı dünyayı aklımdan silmeye çalışıyordum ve olivia'yı beynime kazıyordum.
    ···
   tümünü göster