1. 226.
    0
    koltuğa oturuyoruz. o, camı gören koltuğa oturuyor bense onun çaprazına. ayaklarını koltuk boyunca uzatmış keyifle eserine bakıyor. küller rüzgarın etkisiyle camlara çarpıp geri dönüyor. melis, vodka içerek izliyor bu sefer. benim de elimde vodka var ama tabloların anldıbını düşünmekle uğraşmıyorum. ses çıkmıyor hiç. müzik de yok. öylece duruyoruz. içiyoruz üst üste bardakları. yağmur da başlıyor ve küller birer çamur gibi akmaya başlıyor. havuzun kenarındaki mazgallardan yağmur suyu ve taşan havuzun suyu süzülüp akıyor. ve melis'in eseri olan tablo külleri de. ruhum, diyor. ruhum öyle rahatladı ki. konuşmaları pek anlamlı gelmiyor bana. ayağa kalkıyor, alkolün etkisiyle sendeliyor. arkasını bana dönüyor kırmızı straplez elbisesiyle. şu fermuarı, diyor. indirsene. uzanıp çekiyorum fermuarı o da elbisesini aynı anda aşağı doğru süzün bacaklarının altından yere bırakıyor. üstünde yalnızca külodu ve onun üstündeki çorabı kalıyor. çorabını kıvıra kıvıra indiriyor ve ayakkabılarıyla beraber yere bırakıyor. ardından külodunu da indirip ayakkabılarını giyiyor.

    bana dönüyor, vücudumu da rahatlatmalıyım diyor.
    ···
   tümünü göster