bir ateistin ülkü ocağı günlüğü

sonra alkışlarla kürsüden ayrıldı sayın il başkanları. yine müzik ve tavuklu pilav. eve gitmek istiyordum ve bu o rütbeli liseli ve grubu yüzündendi. dayak yiyecektim en azından tokatlanıcaktım, kendimden oldukça küçük yaşta bir bin kurusundan. belki de hhepsi tokatlicaktı. sonra gökten 2 tane korkunç ve heybetli görünüşlü melek indi yeryüzüne.her şey çok garipleşm... eheheh şaka lan binler. müziğin sesi yükselmişti. sağ el havada eşlik ediyorduk mecburen. kameralar habire gelip bizim masadakileri çekiyordu, o sırada sağ elimle sol taraftan gelen kamera ışıklarını kesiyordum. müziğin ritmi hızlanmıştı. evet bu halay müziğiydi. herkesi kaldırdılar ve mehmet taşak geçercesine bana "bişey olmaz hacı, hadi hadi gel" dedi. karşı gelemiyorsun amcıklara. ayağa kalktım ve tamamen doğaçlama hareketlerle, halay çektim, bağırdım,çağırdım. sonra halay bitti, oturmaya giderken tuttu bir tanesi ve "nereye gidiyorsun yeğenim" dedi. müzik yeniden başlamıştı. böyle bir dans türü yoktu beyler. sağ ve sol ellerinin baş, orta ve yüzük parmaklarını birleştirerek havaya kaldırıp, zeybek,ankara havası, şemmamme ve kolbastı karışımı birşeyler yapıyorlardı. çok otistik gözüküyordum çünkü hiçbir bilgim yoktu bu dans hakkında. kameralar, fotoğraf makina ışıkları, kızarmış yüzüm. gibim bile mantara dönmüştü, içeri büzüşmüştü, hayata küsmüştü.swf olabilirm bir kaç güne eğer o görüntüler basına yansırsa *