1. 4051.
    +13 -1
    ..başlangıcına paralel, güzel bir biçimde devam etti gece, hayatımda ilk defa outdoor olarak donuma boşaldım* *, barın karanlığı, alkolün beyinde yarattığı rahatlama, sesler, insanlar, eller kollar vücutlar derken, neredeyse tüm geceyi ayakta sevişerek geçirmiş, canlı müziğe * bağıra çağıra eşlik ettik, biralar kesmedi, tekilaları da devirdik..

    ben bir yandan ruhen ve bedenen aldığım keyfin tadını çıkarıyor, hem de artık klasiğim olmuş gözlemlerime devam ediyordum..

    kalabalık dikkatimi çekmişti mesela..ne çok insan var.. gecenin bir vakti, şehrin bu yerinde, onlarca insan (hatta belki yüzlerce, abartmak istemem) deliler gibi içiyor, tepine tepine dans ediyor, sevişiyor, gülüşüyor, çeşitli boyutlardaki ilişkilerine başlangıçlar yapıyor ya da hali hazırdaki ilişkilerini geliştiriyorlar..

    pek çok insan, daha önceki gecelerde benim de yaptığım gibi kafelerde son içeceklerini yudumlamış ya da çoktan kalkıp evlerine-yurtlarına doğru yola çıkmış, hatta belki de evden hiç çıkmamışken,
    buradaki, bir parçası olduğum tuhaf kalabalık, belki de gözle görülemeyen ancak hissedilebilen bir sınırı temsil ediyordu..

    genelde, eğlence anlayışından bir insanın yetişme tarzını ve karakterini anlayabilirsiniz, ama sanırım bunu benim için söylemek zor, nereden nereye geldim, ben bile şaşırıyorum, evinin 50 metre ilerisindeki parka gitmek için zorla izin koparan bir çocukken hem de..

    biz ceyda ile erken koptuğumuz için, haliyle biraz erken yorulduk ve milletin gaza gelip masalardan fırladığı, eğlencenin sonlarına doğru, geçip masanın birine çöktük, kız kendi başına dik duramıyordu artık, bana yaslandı,

    "ohhh amma koptuk ha..bunu yapalım sık sık * "

    hafifken şaftı kaymış yüzüne baktım, göz göze gelince ne düşündüğümü anladı yine, diyorum ya, bu kız benim beynimi okuyor resmen,

    "yok sarhoş değilim... yani sarhoşum tabi dee bilincim yerinde yani ;) azcık yoruldum sadece.. biraz dinleneyim.."

    "hıı, e sarhoş olsan ne olacak ki sanki, seni kaçırırım diye mi korktun * "

    "beni kaçıracaksan hemen sarhoş olabilirim ;)"

    eğilip öptüm, "nerde kalıcaksın sen bu gece sahi?"

    "arkadaşıma gidicem ya..sen de gel istersen?"

    "başka zaman..ben de yoruldum, yurda gideyim.."

    "iyi ısrar etmiyorum..ama "başka zaman" lafını söz olarak alıyorum? ;)"

    "aal.. öyle söz vermeye filan ihtiyaç yok ki, ben seninle her yere gelirim.."

    sevecen şekilde gülümsedi,

    "çok tatlısın.. hafta sonu gideriz, hem onlarla da tanışırsın * "

    "tanışırız ya.."

    gece sonunda ayakta kalmaya çalışarak ceydayı arkadaşlarına bıraktım, kendim giderim filan diye cicilik yapmaya çalıştı ama nereye gidiyon tek başına o saatte aq..herhalde ben zütüreceğim,

    bu centilmenliğimin karşılığını evin önünde bir kaç dakika daha sömürülerek aldım, iyi geceler diledi, kıvırta kıvırta apartmana girdi, arkasından bakarken derin bir of çektim, eğer sigara içiyor olsaydım, şu sahneye kesin bir tane yakmıştım ulan..

    yurda dönüş epey uzun ve zorlu bir yürüyüş sonucu gerçekleşti, kendimi odaya atar atmaz uyumuşum zaten, görevli murat abinin "çoh gec kalmaa başladın sen gali hayta oğlan" tarzı egeli azarlarını da yemeden geçememiştim tabi..

    duşumu sabah almaya karar verip zıbardım..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster