1. 26.
    0
    akşam ezgi aradı, ağlıyordu annesi ezgi'yi habersiz evden çıktığı için dövmüştü. ezgi ağlıyor ve annesine küfür ediyordu. ben de bir daha çıkmazsın olur biter bitanem dedim. yine eskisi gibi gireriz dedim. tamam dedi. bir kaç gün annesi olacak huur kızı dışarı çıkarmamıştı. bikaç gün sonra ezgi ve annesi her zamanki yerde denize giriyordu. ezgi bana mesaj attı kantinin oraya gel dedi. ezgi yaz okuluna kaldığı için anakara'ya döneceğini ama her fırsatta geleceğini söyledi. üzüldüm buna ama hatunun beni sevdiğini anlamıştım. ezgi ankara'ya okula döndü. bir kaç gün sonra vodafone bir telefondan cevapsız arama aldım. ben kim diye merak ettim ve aradım. telefondaki ses benimle akşam saat 9'da sahilde saslı ada çay bahçesinde buluşmak istediğini söylüyordu. ben kimsiniz dedim. sen gel anlatıcam diyince açıkça korktuğumu ifade ettim hatun kim olduğunu söyledi. arayan ezgi'nin annesi feyza'ydı. tamam dedim ve akşam gittim. feyza ben gittiğimde siagara içiyordu. feyza kızı ezgi'ye hiç benzemiyordu. oldukça diri ve uzun boylu bir karıydı. üzerinde mavi dar bir jean, ayaklarında siyah topuklu ayakkabı ve üzerinde kırmızı bir siyah bir badi vardı. oturdum ben de yanına. hoş beş ettik, neci olduğumu falan sordu anlattım ben de. sonra ezgi'yle bir ilişkim olduğunu bunu ezgi'nin mesajlarından anladığını söyledi. ben de kabul etmedim ilişkimizi. yaşadığımız şeyin gelip geçici olduğunu söyledi. feyza bunları söyleyince benim ezgi'den büyük olduğumu söyledi ve benim daha olgun kadınlarla birliktelik yaşamam gerektiğini söyledi. ezgi konusunu bir kenara bırakıp muhabbete daldık. denize gelip gelmiyceni sordum. aaa her gün dedi. yarın görüşelim öyleyse dedim. kabul etti. ertesi gün birlikte denize girmek için deniz kenarında buluştuk. feyza üzerindeki beyaz tişörtü sonra da gri şortunu çıkardı, simsiyah bir bikinisi vardı. ayak ve el tırnaklarını kırmızı ojeyle süslemişti. bu durum beni yine azdırmıştı. hatun gelmeden evvel parfüm ve deodarant da sıkmıştı ki mis gibi kokuyordu. sonra yine muhabbete başladık. kendisine bira içip içmiyceni sordum içerim dedi. gittim kantinden iki bira kaptım, sigaralarımızı yaktık ve biralarımızı yudumlamaya başladık. hatun beni çok güldürüyorsun dedi. ben de sen de çok tatlı gülüyorsun o yüzden hep güldürürüm seni dedim. sonra ikimiz de denize girdik ama yakınlaşmadık zira çevremizde insanlar vardı. akşamüsütüne kadar denize girdik, muhabbet ettik derken eve dönmek üzere yola düştük. hatun eve dönüş yolunda kendisine akşam yemeğine gelmemi teklif etti hemen kabul ettim. akşam saat 8 gibi feyza'yı aradım ve tarif ettiği mahalleye gittim. balkona çıktı elinde telefonla ve kapıyı açtı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster