1. 1.
    +3
    güzelmiş lan beğendim

    alıntıdır

    merhaba sevgili ailem,

    birazdan sizin talimatınızla apartman görevlisi eve girecek. günlerdir süren meraklı bekleyiş kapının kırılma sesiyle son bulacak. ne yazık ki mehmet efendi ve ev sahibi dışında bu sesi ne ben duyabileceğim ne de siz duyacaksınız. apartman görevlisi ve ev sahibi sabahattin bey ayakkabılarını çıkarmadan eve girecekler. dirseklerinin içleriyle burunlarını kapatıyor ikisi de. haklılar daha önce hiç bu kadar kötü kokmamıştım.

    adımı söylüyorlar, kapı kırılmadan önce de defalarca söylemişlerdi. evde yoktum, duyamadım. lütfen kusura bakmasınlar. her seslenişleri daha güçlü olacak şekilde adımı söylemeye devam ediyorlar. burunları tıkalı olduğu sesleri farklı, boğuk. evin havasına uyum sağlamış gibi. onlara şaka yapıyor duymamazlıktan geliyorum.

    apartman görevlisi önde ev sahibi arkada küçük evimde ayakkabıları ile ilerliyorlar. evin havası kirli olabilir ama yerleri daha yeni temizlemiştim. ne de olsa annemin çocuğuyum, temizlikten taviz veremem. küçük evde 3-5 adım ve bir kaç kez daha seslenmeden sonra ikisi de duruyorlar. odamın kapısı açık, perde pencerenin sadece yarısını örtmüş ve diğer yarıdan içeri giren güneş ışığı odanın tüm tozunu, her bir koku molekülünü görünür kılıyor. koku ağır, hava ağır, misafirlerim için tersten vuran güneş ışığı sebebiyle manzarayı-manzaramı pek seçemiyorlar.

    yatağın üstünde hareketsiz bir karartı var. beyaz çiçekli çarşaflar var yatağımda, kimse fark etmeyecek ama onları da yeni yıkamıştım. hatta ölümümü bir gün erteleyen onların umduğumdan daha geç kurumasıydı. üzerimde pembe enine çizgili beyaz polo yaka tişörtüm var, hala beyaz mıdır bilmiyorum? pembeliğinden şüphe etmiyorum ama. altımda gri keten pantolonum ve ne kadar çabalasam da griye döndürmekten kurtaramadığım siyah çoraplarım.

    yatakta ellerimi göbeğimde kavuşturmuş, ayaklarım bitişik, saçları taranmış, sinek kaydı traşlı, tırnakları yeni kesilmiş, sırt üstü yatar bir vaziyette bulunmayı istiyordum. ama bu hayatta hiçbir şey istediğim gibi gitmediği için bu son arzum da ne yazık ki gerçekleşmedi. sırt üstü vaziyetteydim ama sağ elim yataktan aşağıya sarkmıştı, ayaklarım birbirinden ayrılmıştı. başım sağ yanıma düşmüş, ölümümden sonra geç bulunmam nedeniyle sakallarım ve tırnaklarım uzamıştı. sadece saçlarım istediğim gibi hala taralıydı. genelde taramadığım saçlarım, kolay dağılan işin kolayına kaçıp sürekli kısa kestirdiğim saçlarım, bu sefer taralıydı.

    bu romanesk ölümü gölgeleyecek, güzelliğine nazar değdirecek çok korktuğum bir şey planladığım üzere gerçekleşmemişti. 3 günlük açlığın 1 günlük susuzluğun meyvesini almıştım, acil serviste çok gördüğüm can çekişme halinde altına kaçırmayı yaşamadım. biliyorum pek de yakışıklı olmayan şu bedenim ölünce kokacaktı ama bedenimde kendi bedenime dair bir pisliği istemiyordum. ne güzel, istediğim gibi de oldu. mutlu olabilirsin anne.

    ev sahibi ile apartman görevlisi ilk şoku atlattıktan sonra ölmüş olduğuma kanaat getirdiler. ne yazık ki yanıma gelip sormadılar bile. kanaatle öldüğüme karar verilmesi beni birazcık üzdü ama onlara da hak verdim. annem olarak sen bile alt tarafı kanın aşağıya inmesinden dolayı kırmızılaşmış, morarmış bedenimi, gözünün beyazı olduğu gibi kırmızıya dönmüş, dudakları sanki salamuraya yatırılmış bir hale gelen, çürümenin bir safhasında olan beni görünce bana sarılamayacaksın. ölüm bu anne, ölüm bu baba. anka bile olsam kuzgun yapar beni sizi gözünüzde. umarım kimlik tespitimde metanetli olabilirsiniz.

    polisi aradı ev sahibi. polisi beklerken sizi aramak istedi, apartman görevlisi engel oldu.
    bırak sabahattin bey, polis haber versindedi. ev sahibi hak verdi, sizi aramadı. bu kaçış sizin ümitlerinizi ve klişe olacak ama işkencenizi birkaç saat daha sürdürdü. neden sonra ev sahibi pencereleri açmaya başladı. apartman görevlisi de diğer açılmayan pencerelere yöneldi. sabahattin bey bir yandan pencereleri açıyor, bir yandan da söyleniyordu;nasıl çıkacak bu evin kokusu?bu sözüne alınmadım çünkü aynı şeyi ben de merak ediyordum,nasıl çıkacaktı bu evin kokusu?umarım geç çıkar, kokumla da olsa bu dünya da biraz daha kalmak istiyorum.

    polisler, olay yeri inceleme ekipleri ve mahalli gazeteciler geldi. gazeteciler içeri girdi, kimse hayır giremezsiniz, fotoğraf çekemezsiniz demedi. birkaç tane 20 yaşında çocuk içeri girdi ve sizlere daha önce anlattığım manzarayı çekti. içlerinden biri;
    bundan bir şey çıkmazdedi. diğeri;eğer ana haberde boşluk olursa araya koyarız fena mı?dedi. bir diğeri;ne kötü bir iş bizimkisi, şu kokuya bak!dedi. ölümümün haber değeri taşımaması üzmedi, sadece o halde fotoğraflanmak son fotoğrafımın o olması, polislerin benim haklarıma karşı duyarsız olması üzdü beni. neyse ki çok yakından çekmediler, umarım mozaiklenmiş bir haber olmam, ne diyeyim?

    23 yaşında tıp fakültesi son sınıf öğrencisi evinde ölü bulundu. kullandığı depresyon ilaçlarından çok miktarda alan genç, ailesini ve sevenlerini yasa boğdu. gencin neden intihar ettiği konusundan bir açıklama yapılmadı. gencin cenazesi yarın öğle namazının ardından yenişehir camii'nden kaldırılıp, şehir mezarlığına defnedilecek.''

    acaba cenaze namazım kılınacak mı? bunu ölmeden önce düşündüm, cenaze namazım kılınsın, tertemiz yıkanayım, sevenlerim son bir kez allah'ın huzurunda benim için selama dursunlar. hep inandım ama hiçbir zaman iyi bir müslüman olamadım. yaşasaydım da olmazdım ama çok inandım. sanırım korkmaktan çok sevdiğim için böyle oldu. dinin yaptırımlarından korkmam gerektiği kadar korkmadım sanırım ama dinimin iyilik halinden, içine düştüğüm kötü durumlarda sığındığım liman olmasından hep memnun oldum. yaptıklarım ve yapamadıklarımla ne kadar uzak da olsam bir yanım sanırım ruhumdaki en samimi nokta inanca, o'na hep yakın oldu. lütfen intihar ettiğim için namazımı kılmamazlık yapmayın, yaptırmayın. lütfen...

    polis sizi arıyor şimdi sanırım, baba ne olur endişelenme sadece öldüm. geçici bir süreliğine yokum sadece. sonra yine bulaşacağız ama umarım benim şu anda gideceğim yerde buluşmayız. intihar etmememe rağmen affedileceğime cennete gideceğime inanıyorum. intiharımın haklı sebeplerini de şüphesiz o da biliyor. peki siz biliyor musunuz?

    sen biliyor musun baba?

    sen biliyor musun anne?

    defalarca anlattım ama ne yazık ki bilmiyorsunuz. yine anlatacağım ama ne yazık ki bu sefer de anlamayacaksınız.
    ···
   tümünü göster