1. 751.
    0
    ne yapacağımı bilemedim.

    hani insan aslında çok şey söylemek ister ya.söyleyemez demeyeceğim. söyler söyler ama sadece kendi duyar. söylediğini zanneder, herkesin onu duyduğunu düşünür ya... aslında kendisiyle konuşmuştur,ve aslında kendisinden başka kimsenin duymayacağı, duyamayacağı şekildedir bu..bu bir hastalıktır...

    haksız durumdaydım.

    onca yapmıştım, gaflar yapmıştım... (evlerinin önüne seni seviyorum burcu yazısından sonra, cafede konuşurken hatırlayın) ve şimdide burcuya bakışım.

    her şey beni ele veriyordu.

    hemen durumu toparlamalıydım.

    yağ gibi üste çıkmalı, haksız olduğunu düşündürmeliydim başağa.

    ayağa kalktım birden.

    masalarına ağır kendinden emin adımlarla yaklaştım, masaya doğru eğildim,ve iki elimi koydum. yüz seviyelerine kadar indim. yukardan bakmak istemiyordum. biraz nefesimde ki kızgınlığı hissetsinler.(ağzım kokmaz raad olun fırçalarım dişlerimi yaraklarım : )) *

    dişlerimi sıktım, elmacık kemiklerim şişti.

    derin bir nefes aldım. hiç onlara bakmadan karşı duvara baktım...

    ağzımdan çıkan iki cümle oldu.

    -ben bu kolları senin için yaptım ve iyi olduğumu söylemek için seni aradım.

    -bu kadar benden nefret ettiğini bilmiyordum,bu gönderdiğin mesajı sakın burcu bilmesin... sana çok kırılır.

    dedim.

    ve hiç yüzlerine bakmadan.

    eyvallah dedim ve çıktım gittim...
    ···
   tümünü göster