1. 1.
    +4
    zaten vaktim yoktu benim ama. isabetli oldu. hayallerimin arasına sıkıştıramazdım, sığmazdı. hayattaki en büyük payı kendine isterdi. yer açsam yetinmezdi. kal desem kalmazdı, git desem gücenirdi. ben de beklerdim bir şey olmasını sonra.

    zaten olmazdı. şiir okusam anlamazdı mesela saçma bulurdu. önüne biri istemediğim olmak üzere iki seçenek sunsam gider yanlış olanını seçerdi, iyilik yaptığını zannederek. ona korkak demezdim ama bilirdim. söyleyemezdim, yazardım sonra.

    zaten hiç halim yoktu. anlatamazdım daha fazla ne kadar üzüldüğümü. ya da izlediğim filmlerden etkilendiğim için çok fazla umut dolduğumu açıklayamazdım. ne başkasına ne de kendime yalan söyleyemezdim daha fazla. susardım sonra.

    zaten hep eskiyi unutmaktan bahsederdim. bahsetmediğim şey neyin, ne zaman eski olduğuydu. üstünden ne kadar zaman geçmesi gerekiyordu bir olaya eski demek için ? 1 gün mü ? 3 hafta mı ? 6 ay mı ? 5 yıl mı ? takvimlerle, saatlerle ölçülür müydü ki bu ? okuduğun bir yazı ilk günkü gibi acıtıyorsa içini 3 asır önce yazılmış olsa bile eski denebilir mi ona ? denmezmiş işte. ben de denir zannediyordum. ama ne olursa olsun unutman gereken şeylerin topldıbına eski demen gerekiyormuş, bunu öğrendim.

    zaten hafızam zayıfladı bu aralar, aklımda tutamazdım her şeyin güzelliğini bütün ayrıntılarıyla. şarkılara fazla anlam yüklemekle uğraşamazdım. her şey olduğu gibi kalsa en iyisi olur sandım. böylece bıraktım. zaten durduk yere, bir gülümsemesiyle falan mutlu olmak istemiyordum. hayata karşı galiba yorgundum. iyi oldu böyle kaldığı. eskidiği .. kaybedecek bir şeyimin kalmaması iyi oldu

    edit: imla
    ···
   tümünü göster