1. 1.
    0
    sokak başında acı acı miyavlayan yavru bir kedi gördüm. hayvan gibi kar yağdığı için zar zor seçebildim beyaz kediyi. acır gibi oldum, dur lan dedim eve gireyim de şu hayvana süt müt bişeyler çıkarayım karnı doysun en azından. sonra eve girdim üstümü çıkardım eşofmanlarımı giydim kalöriferin yanına çöktüm. içimden bir ses ısrarla lan oğlum git şu kediye peynir ekmek falan ver en azından dedi ama bir türlü zütümü kaldıramadım. salla dedim sonra kendi kendime ben o an onun sesini duymamış olabilirdim, eve başka bir yoldan gelebilirdim ya da miyavlayıp duran kedi ben geçerken miyavlamayabilirdi ve ben kediyi fark etmemiş olurdum. o zaman ne halt edecekti kedi mahluğu. bana mı güvendin de gecenin bir vakti sokağın başına kendini atıp acı acı miyavladın adi pislik. hiç çıkamam valla bu saatte hafız kusura bakma diyerek odama girdim. girdim ama içimi iğrenç bir his kemirip durdu. hayır ben canlı seven bir adam değilim hele kedi hiç hazetmediğim mahlukların başında gelir ama ne bileyim işte be içimde azcık iyilik kırıntısı varmışsa demek.. dakikalar süren iç hesaplaşmadan sonra lanet olsun lan diyerek mutfağa seğirttim ve kakaolu kek ve kaşar peynirini kapıp sokağa çıktım. ama kedi yoktu tabi. gitmiş şerefsiz. gece gece vicdan azabı yaşattı bana durduk yerde. ulan kedi açlıktan ölmeye falan kalkarsan ben de cesedini evin civarında görürsem sabah kalktığımda kendimi affetmem bilesin. n`olur ölme lan. git fare falan yakala bişeyler yap gözünü seveyim. kedi canını senin lan.
    ···
   tümünü göster