1. 176.
    0
    sınıfta dersi dinlemedim bile aklım yerimi kurtarıp zütü sağlama almaktaydı. ne yapıpta kendimi geliştirebilirdim. ya da geliştirebilir miydim? sonuçta bu allah vergisi yetenek. ama böyle diyip vazgeçmektense her gün çalışmalarımı arttırıp sınavlara hazırlanma süresini aşağıya çekmeye karar verdim. çünkü sınavdan çok daha önemliydi.. belki liseden sonra da devam ederdik. hatta belki turneler olurdu.. zilin çalmasıyla bu hayallerden çıktım ve çıkışta olanı biteni kafamdakileri her şeyi açık açık söyledim. onlar da daha çok çalışmam gerektiğini düşündüler, bu arada zütümün havası inmişti. bu olaydan sonra sıçarken bile şarkı söylediğimi hatırlarım ıkınırken falan.. * her neyse biz çalışmalara devam ediyorduk ve dersleri tek gibleyen adam mesuttu. bu arada artık aradaki günleri atlamadan ayrıntılarıyla yazacağım. çünkü bu aralar mesut ve berkayla aramda geçen olaylar çok içlidir. o güne kadar en iyi dostum hep kaan olmuştu yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi , beraber geç saatlere kadar çalışırdık, beni gitarda çalıştırırdı. onlarda kalırdım. annesi babası da severdi beni. ama kaan'da insanın en kötü özelliklerinden olan kıskançlık vardı ve aşırı hırslıydı kendini hep ön plan da göstermek isterdi. berkayla mesut'un böyle problemleri yoktu onlar arka planda kalmayı severdi. ben ne zaman başkaları tarafından ilgi görsem kaan'ın pis bakışlarına mağruz kalırdım.ya da alttan alttan soktuğu laflara..
    • **
    bu aralar da mesutla aramızla çok önemli bir şey oldu. mesut sigara içerdi. babası da bu tarz şeyleri oğlunun kullanmasına karşıydı ama kendisi içerdi amk, neyse mesutun içtiğini bilmiyordu. gizli başlamıştı ama hemen gözünüzde serseri tipli çocuk canlanmasın çok iyi çocuktur ve maddi sıkıntılarımızı hep ondan karşılardık. neyse bigün mesutlardayız ikimiz o gün oturduk sohbet ediyoruz, bu sigara içiyor tabii, aslında o kadar yakın bir arkadaşım içerken kendimin içmediğine şaşarım ve hala da içmem. bu çok içmişti kapı kapalıydı oda duman tabi hep biz sohbete daldık hava karardı.bir an benim kulağıma ayak sesleri geldi gibi oldu ama umursamadım. mesut tam sigarayı söndürdü, kapı açıldı babası tabii her yer duman. sinirlendi başladı mesut'a bağırmaya dövecek kadar oldu mesutun gözleri doldu ben de dayanamadım ve atladım " onun suçu değil"
    -sen karışma!
    -onun suçu değil!
    -kimin suçu lan o zaman!
    -ben içiyodum.
    bu sözcükler ağzımdan bir anda geldi, ben de şaşırmıştım, mesut ta gözlerinde şaşkınlık ve minnet dolu bakışlar, babasınınkinde ise "gibtir git" tarzı bakışlar. ehh, gerisi malum
    -terk et bu evi!
    evden çıkarken babasının o çocukla görüşmek yok artık diye bağırdığını duydum ve eve attım kendimi. hemen yatağa gittim ve bizimkilere tek kelime etmedim. olaylar hakkında düşündüm ve " acaba, acaba artık görüşmez miyiz? bu arkadaşlık bitti mi yani?" ve uyudum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster