+3
-2
hastane ek binasinin hemen kose bucaginda pusuya yatmis militan gibi bekliyordum. burak iceriye daldi. -ne
olur! yardim edin! babam icerde yaniyor! feryatlari koparmaya basladi. amaci oradaki gorevliyi alip
uzaklastirmak olmaliydi, bunu anlayabiliyordum, ancak bir insan, babasiyla, hatta oldurmek istedigi babasiyla
ilgili, ancak bu kadar yalan konusabilir, bu kadar rol yapabilirdi. bu gibi anlar, hem beni hayattan sogutuyor,
hem de burak gibi sinsi insanlarin ne kadar tehlikeli olabilecekleri konusunda uyari mekanizmalarimi yeniden
harekete geciriyordu. birkac dakika sonra b bloktan burak, yaninda az once uyuklamakta olan guvenlik
gorevlisi, diger muhtelif hastane personeli ve hademe kilikli bir adam, ellerinde baltalar, hortumlar, kum
kovalari ve yangin sondurme cihazlariyla birlikte karga tulumba a bloga dogru kosuyorlardi. burak o kadar
cigerden agliyor, o kadar fevri hareketler yapiyordu ki, alevler icinde tutusmus birinin kendini atacak havuz,
deniz vs aramasina benziyordu. oyle bir babammmm diyisi vardi ki, agizdan, dilden degil, tamamen yurekten,
cigerden geliyordu. iste bundan dolayi fareli koyun kavalcisi gibi butun hastaneyi pesine takmis, battal gazi ve
tayfasinin kale fethetmeye gitmesi gibi a bloga saldirircasina kosuyorlardi. o anda cep telefonuma baktim, 1
cevapsiz arama coktan gelmisti. kar maskesi yuzumde, hemen iceri atildim. etrafta kimsecikler yoktu.
disaridaki ugultu haricinde, muthis bir sukunete sahipti bu bina. daha once soyledigim gibi, bu bina daha cok
hastanenin mali ve idari isleriyle ilgili olan bolumuydu, dolayisiyla iceride hastalara dair pek bir sey bulmak
mumkun degildi. iceride hasta olmadigi, dolayisiyla onlarla ilgilenmesi gereken hastabakici, nobetci hemsire
ve bunun gibi gece vakti bir hastanede bulunmasi gereken butun personeller karsi binadaydi. saatin de
oldukca gec olmasi munasebetiyle, burada tek tuk guvenlik gorevlilerinden baska kimsecikler olmuyordu.
iste; beni ikinci kata cikaracak olan merdivenler karsimda duruyordu. bu sefer de ayni tedirginlikle arkama
donuverdim, fakat kimsecikler yoktu. var gucumle kosmaya basladim, once karanlik birinci kati gectim,
hemen ardindan ikinci kata uzanan son merdiven basamaklarini tirmanmaya koyuldum. ortalik feci sekilde
karanlikti. her yer karanlik oldugu icin, gozler ve goruntu onemini yitirmis, kulaklar keskinlik kazanmisti.
disaridan gelen alarm sesleri kulaklarimi bir dakika olsun rahat birakmiyor, beni daha da strese sokuyordu.
umumi tuvalet oldugunu dusundugum bir yerden kapi gicirtisi sesleri geliyordu. hemen ardindan da hafif islik
sesleri gelmeye basladi. dikkatlice kulak kesildikten sonra, az once kapi gicirtisi ve isliktan baska ses
gelmedigine emin oldugum odadan, musluk acilma sesleri gelmeye basladi. zaten bundan sonra tuvalet
oldugunu dusunmeye basladim. ancak yumusak su sesi, su damalamasi sesi veya benzeri dogal bir ses degil,
dogrudan hasirt diye bir muslugun acilma sesiydi. mavi dosya icin kaybedecek vaktim yoktu biliyordum,
ancak bu olay o kadar dikkatimi cekmisti ki, bir turlu es gecemiyordum. cunku bunun anlami, binanin icinde
benden daha baska birilerinin de olduguydu ve bu kisi her kimse, disarida alarmlar calarken, kiyamet
koparken, hastaneye kelimenin tam anlamiyla bir kaos havasi hakimken, gecenin korunde, bu bombos
binada, bu karanlikta, tuvalette tek basina, umarsizca, vurdumduymazca muslukla, suyla oynuyor veya ellerini
yikiyor, ustune bir de hicbirsey yokmus gibi islik caliyordu.. yapamazdim, aklim buradayken mavi dosyaya
konsantre olamazdim.. ilk once bu isi acikliga kavusturmaliydim.. keyifli islik sesleriyle karigib su seslerinin
geldigi odaya dogru yavas yavas, adim adim yaklasmaya basladim.
---
yazar: ingilizce am gunu yag
Tümünü Göster