1. 2626.
    +4 -1
    ilk kedinin ardindan ikinci, ve ucuncu kedinin de gozleri sirayla sonerken, sira dorduncu kediye geldiginde, ilk

    kedinin gozleri yeniden belirerek parlamaya basladi. daha neler olup bittigini anlayamadan son derece sert, tok

    ve birsey ezilmiscesine, gurultulu oldugu kadar igrenc bir ses geldi kulaklarima. refleksif bir hareketle arkami

    donuverdim. burak, elinde kocaman bir tasla karsimda duruyordu. az once yanimiza, yani arkamda duran eli

    silahli adamin arkasina usulca suzulmus ve elindeki devasa buyuklukteki tasi, adamin kafatasina hiddet ve hincla

    gecirmisti. iste tam o anda kedilerin gozleriyle ilgili olan karmasayi cozdum. burak, isiga dair birseyin olmadigi

    zifiri karanlik bir mekana suzuldugu icin, duvara yansimasi muhtemel golgesi gorunmemisti, cunku duvarda da

    isiga dair birsey yoktu. ancak ve ancak kedilerin gozleri, golgeden nasibini almis ve bana kisa sureligine yok

    olmus gibi gozukmuslerdi. dorduncu kediden itibaren birinci kedinin gozlerinin yeniden acilmasi, buragin

    arkamizda elinde tas, yavasca, sinsice ilerliyor olmasindan baska birsey degildi. \ burak birkac saniye

    suratima baktiktan sonra: -hadisene aptal! kaybedecek vakit yok! diye fisildayarak haykirdi. fakat benim hic

    de oradan ayrilmaya niyetim yoktu. bu adam kimdir nedir ogrenmeliydim. yerde baygin vaziyette yatan

    adama dogru yonelir yonelmez burak kollarimdan gibi gibi tuttu. resmen engel olmaya calisiyordu bana.

    -birak onu! dokunma ona!!! \\ saskinlik icerisinde, az once beni oldurmek uzere olan bu adamin kimligini

    ogrenmek istememe bu kadar buyuk tepki gosteren buraga bakiyordum. en pgibopat ifadesini takinmis,

    karanlikta zar zor gorulen yuzunun ortasinda gayet net parlayan bir cift mavi goz, ofkesini ifade etmesine

    yetiyor ve artiyordu bile. birden ani bir hareketle yerdeki adamin yanina kosuverdim. burak da ayni hizla

    yanimda bitti ve yeniden kollarimdan tuttu: -anlamiyor musun!!! \\ -neyi ulan neyi!!! dedim hisimla. -birkac

    saat icerisinde olay yeri inceleme ekipleri gelip bu adam uzerinde inceleme yapacaklar!! senin de parmak

    izlerini, veya sana ait en ufak bir doku ornegi bulduklarinda ne olur biliyor musun! bu olay da senin uzerine

    kalir, bu sefer deli degil zir deli diye omur boyu bir odaya kapatilir, duvarlarla konusursun! tabii en iyi

    ihtimalle!!! \\ anlamiyordum. adamin sadece yuzune bakmak istiyordum. parmak izimi belli etmeden,

    herhangi bir elbise, bez ile veya dogruca ayagimla iteleyerek gayet yerde yatan bedeni cevirebilir ve yuzunu

    gorebilirdim. buragin dosya konusunda acele etmek istemesini anlayabiliyordum, ama benim sadece birkac

    saniyemi alacak bu isi gerceklestirememem icin uzun muddet cene calip kendi birkac dakikasini feda etmesini

    hic mi hic anlayamiyordum. iste tam da bu sirada, adamin beni silah zoruyla su an bulunmakta oldugumuz

    yere getirirkenki yoldan, yani geldigimiz yoldan bulundugumuz tarafa dogru birisi kosuyordu. -rifaaat!

    rifaaaat! \\ bagiran kisinin kim oldugunu goremiyordum, zifiri karanlikta yalnizca bir kipirti halinde

    gorunebiliyordu. onun bizi gormesi ise mutemadiyen imkansizdi. ancak birkac saniye sonra bu sesi tanidim ve

    tanimamla da yuzumde kocaman bir gulumsemenin aksetmesi bir oldu. bu kisi, kuzenim muhammet'ten

    baskasi degildi..

    ---

    yazar: ingilizce am gunu yag
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster