çırağım elifi çok ama çok pis siktim

elifi işe sırf zütü için aldığımı söylemezsem yalan söylemiş olurum. o zütten çıkan tak olsam halay çekerek çıkarım yani o derece.

her neyse elife bir gün öncesinden yarın erken gel şu evrakları bi düzenleyelim dedim. bu tabii yannanı yiyeceğini anlamasına rağmen kadınsı dürtülerine yenik düştü ve tamam dedi.

ertesi gün kısa boylu çırağım benden önce gelmiş içeride moğol heykeli gibi duruyordu. tedirgindi bir o kadar da heyecanlı. hızlı adımlarla yaklaştım ve direk göğüslerini tutup dudaklarına yapıştım. kısa bir öpüşmenin ardından arkasında yüce dağlar gibi mağrur duran kalçasına bi tokat attım. yarım saat içinde diğer miskinlerin dükkana damlayacağını bildiğimden hızlıca donu sıyırdım. ama ben o zütü yalamadan işe başlayamazdım huyumu biliyordum. eğildim kalçasının arasını açtım. güneydoğudan esen keşişleme rüzgarı gibi kuru ve sıcak bir rüzgar karşıladı beni züt deliğinde. aldırmadım yaladım. dilim zütün içinde sobanın etrafında dönen kedi arsızlığıyla raks ediyordu. baktım elif de züt de kıvama gelmişti. fırın gibi olan zütün içine yannanımı usulca saldım.