banyoda seviştiğimiz zamanlarda

beden dersinde yapmayacağımız spor için koşup ısınırken gözlerim şahaneyi arıyordu. şahanenin içindeki sütyenin yerini sporcu sütyenine bıraktığı, hem üstündeki dar bodyden hem de koşuyor olmasına rağmen olabildiğince stabil durabilmelerinden belli oluyordu. sınıfa girip kocaman memeleri sütyen değişimi sırasında görebilme ihtimalime mani olan hilale gayet sesli bi şekilde sövmüştüm. sınıftan lavuklar dönüp noldu? diye sordu. geçmişime sövüyorum deyince bi şey anlamayıp işlerine baktılar. artık tek hedefim çaresiz bi hafta sonraki beden dersini beklemek olmuştu. aynı günün sonraki derslerinden birine 4-5 öğretmenle müdür yardımcısı daldı. bütün kızlar dışarı dediğinde kimse bişey anlamadı. arama var çantaları açın denildi. çıkan kızların çantalarından aramaya başladılar. biz salak salak ne olduğunu çözmeye çalışırken 5-10 dakika geçtiğinde sınıfın kapısı açıldı. bi bayan öğretmen müdür yardımcısına tamam hocam dedi. arama yarıda kesilip hocalar sınıfı terkederken geriye gelmeyen iki kız vardı. kızlardan biri şahaneydi. tenefüs olduğunda herkes kızların yanlarına üşüşüp ne olduğunu soruyordu. meğer ben sınıftan çıktıktan sonra şahane kızın birinin çantasından telefonunu çalmış. arama olduğunu anlayınca da telefonu tuvalete atmış kaltak. o arada gören birileri de mevzuyu anlayınca hocam böyle bişey görür gibi olduk biz demiş. hademe getirtip telefonu çıkarttırmışlar. sonra üstüne gidince ağlayarak itiraf etmiş. telefonu çalınan kız sınıfa geri dönmüştü ama şahane ortalıkta yoktu. meğer annesi gelip almış şahaneyi. tabi ıslanan telefon pert. müdür telefonun yenisini almak şartıyla annesine "kızı biz atmayalım sen kaydını aldır yoksa hiç bi okula kaydettiremezsin" demiş. kadın da mecburen kabul etmiş. ulan kızın gittiğine mi üzüleyim, yoksa benim telefonla cüzdanı yerimde bulduğuma mı sevineyim karar veremedim. ama giden engebeli yolda bütün mucizevi talihsizlikler beni buluyordu.