1. 1026.
    +4
    2.sezon part 25 - 1903 -

    james, nikola ile yaptığı inanılmaz görüşmenin ve deneyimle gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmak üzere amerika new york'a gider.

    new york'da yakın dostu jacob schiff ile görüşür.

    james: buna inanamayacaksın, anlattıklarıma inanamayacaksın jacob!
    jacob schiff: sakinleş james, bu ne telaş, ne olmuş olabilir ki?
    james: sakın bana deli deme..

    (james nikola ile yaşadıklarını anlatır. zamanda yolculuk ettiklerinden bahseder)

    jacob schiff: söylediklerine inanıyorum, ee inanıyorum fakat...
    james: fakat'ı yok bu işin jacob, senin yardımına ihtiyacım var.
    jacob schiff: james, sana inanıyorum ama benim de görmem gerekiyor. Hatta yanımızda sevgili dostum john philip'i de getirmek isterim.
    james: o da kim?
    jacob schiff: john philip sousa... örgüt için çok emeği geçiyor. böyle birşeyi görmeyi o da hak ediyor bence
    james: bunun için nikola'ya hemen bir telgraf çekiyorum o zaman...

    james telgrafı çeker ve 1 hafta sonra cevap gelir.

    nikola: sizi ağırlamaktan büyük onur duyacağım...

    1 hafta sonra - hırvatistan

    james, john ve jacob, nikola ile tanışırlar ve yolculuk için hazır olduklarını söylerler. ancak john sousa'nın deli tavırları nikola'nın sinirini bozar

    nikola: bay john sousa'nın nesi var acaba?
    john: ben bu saçmalığa inanmıyorum ve çok sıkıldım
    james: john! lütfen şuan misafiriz ve saygılı olman gerekiyor
    nikola: yo, yo... size ne bunun bir saçmalık olmadığını ispatlayabilirim bay john

    (çekmesinden bir silah çıkarır ve john'a uzatır)

    nikola: bu belinizde dursun, gerçek bir kan akıtıp tadına bakmak isteyebilirsin

    (herkes birbirine bakar ve susar)

    nikola: evet baylar, lütfen diğer odaya geçelim.

    (bu sefer bir jenaratör çalıştırır)

    nikola: evet baylar sihirli bir yolcuğa çıkıyoruz. yalnız yüzme bilmeyen varsa gelmesin hahahahah

    3 misafir, nikola'nın ne demek istediğini tam olarak anlayamadan kendilerini bir anda bir teknenin içinde bulurlar. kaptan görünüme giren nikola, tekneyi sürmektedir.

    nikola: evet baylar az sonra olacaklara hazırlanın!
    jacob: lanet olsun bu adam büyücü!

    nikola: bakın ileride bir misafirimiz var ve sanırım onu iyi tanıyorum. eğlenceye hazırsanız rollerinizi anlatıyorum

    nikola: sen bay james, karşımızdan gelen botun içinde bir zenci var ismi jeremy, yanındaki de zenciden bozma beyaz... ona laf atmanı, sataşmanı ve korkutmanı istiyorum
    james: tamam da zenciden bozma beyaz ne demek?
    nikola: boşver james ve john... james sana komut verdiğinde aniden sana verdiğim silahı çıkarıp jeremy'yi yani zenciyi öldüreceksin.
    john: ta, ta tamam...

    nikola: jacob lütfen siz de benimle içeride olan biteni izleyin...
    jacob: peki.
    nikola: işte yaklaşıyoruz!

    jeremy: eeeh neyse... o da ne lanet olsun
    amaru: ne ne?
    jeremy: karşıdan geleni görmüyor musun, bunlar da kim
    amaru: sadece bizim gibi bir tekne dostum niye panikliyorsun
    jeremy: dostum ben buraları avcumun içi gibi bilirim, insanları da adım gibi bilirim... ve bu gelenler hiç de iyi birilerine benzemiyor, güven bana...

    jeremy ve amaru'nun şaşkın bakışları arasında gördükleri tekne iyice onlara doğru yaklaşır.

    james: hey sen, beyaz züt
    amaru: bana mı diyorsun?
    james: jeremy hiç beyaza benziyor mu?
    amaru: seni tanıyorlar lanet olası pislik
    jeremy: kim bunlar ben tanımıyorum!
    james: kesin konuşmayı. john, jeremy'yi aramızdan ayır bakalım...
    john: peki efendim. (jeremy'yi tek kurşunla öldürür)

    amaru: lanet olsun ne yapıyorsunuz, siz kimsiniz!!!
    o sırada ağır adımlarla kaptan köşkünden bir adam çıkar...

    amaru: sen!... nikola?!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster