1. 251.
    +9
    es kaza şöhret olmuş, mahçup bir kaybedendi.
    "baba" lakabını en genç alan arabeskçi olsa da şımarmadı, zütü başı oynamadı, ne bir sevgilisini gördük, ne bir magazinel olayını. şarkılarını, türkülerini efendice, adam gibi söyledi ve gitti. kendi sınıfında hep kaliteli kasetler yaptı, sonradan kitlesine sırtını dönüp burjuva arabeskçisi olmadı. maymunlaşmaya en müsait olan da oydu aslında, hele bir kaç da polemiğe girse, bir kaç saçma sapan laf etse, titreme mizansenleri filan yapsa gündemden de düşmezdi.

    ama azer adamdı, sahnede dik durup adamlıkta sallananlara inat, o sahnede sallanıp adamlıkta dimdik duruyordu.

    belki de bu yüzden sıkça görüyoruz "müziğini sevmesem de" lerle başlayan saygı cümlelerini.

    ha huur çocukları yok mu, elbet var. uyuşturucuyu zulalarından çalıyordu heralde ki bahsedip duruyorlar.
    sonra cenabet gitmişmiş, ulan ibine diyesim geliyor, ulan ibine! sen hiç mi şu an ölsem ne fena olur dediğin bir an yaşamadın?

    nihat doğan, izzet yıldızhan ve türevlerine bol keseden değer atfedip, swiss'te konaklatan bizler, azer'in, yanından geçerken çekineceğimiz bir otelde ölürken bile kaybedişini izledik.

    kaybetmek... daha şereflice olsa gerek kazanmaktan;

    delikanlıca, adamca, insanca, eğilip büğülmeden, dimdik, güzelce kaybetmek...

    ruhun şad, mekanın cennet olsun azer baba.

    "el fatiha"
    ···
   tümünü göster