1. 76.
    +1
    günler geçiyordu ama ben yelizle hala işi ilerletememiştim. işin kötüsü sinemada yaptıklarım kadarını bile bi daha yapamamıştım. dokunduğum amı görememek beni çıldırtıyordu. bu arada simge hala arkadaşlarını yolluyor beni çok özlediğini, devamlı ağladığını söylettiriyordu ama ben onunla yaşadıklarımdan daha fazlasını okulun en güzel kızıyla yaşadığım için hiç oralı olmuyordum. gel zaman git zaman derken yelizle olan sınırlarım beni boğmaya başlamıştı. sınıf arkadaşlarımı babamın ayda 300-400 fatura ödeyeceğime bi telefon haftada da 100 kontör alırım diyerek aldığı telefonumdan yelizin numarasını çalmaya çalışırken yakalayınca onlarla da bağımı koparmıştım. okulun kapanmasına yakın bi zamanda okulun girişindeki kulübede nöbetçilik yaparken içeri simge girmişti. oturur durumda ben, simgeyi kısacık eteği ve ısınan havalar sebebiyle diz altı beyaz çorabıyla karşımda görünce ufak bi iç sızlaması yaşamıştım. simge bakışlarımdan cesaret alıp barışalım artık dedi. benim sevgilim var simge deyince. benim için farketmez dedi. adeta simgeyle değil çoraplarıyla eteği arasında kalan bacak bölgesiyle konuşuyordum. tamam dediğimde aslında kendimde değildim. elimi eteğinin altına attığımda simge sadece gülüyordu. tam kalçasına vardığımda karşıdan nöbetçi öğretmen geliyordu. simge aniden kulübeden çıktı. benim duyamayacağım kadar uzaklaşınca hocayla durup bi şeyler konuştular. ben yakalandığımıza emindim ama simge tamam der gibi kafasını sallayıp sınıfa yönelmişti. hoca dönüp bana baktı sonra o da arkasını dönüp gitti. daha sonra hoca ne dedi diye sorduğumda illa ki sevgiliniz olacak ama okulun dışında görüşün demiş. resim hocasıydı. sanatçı adam, özgür ruhluydu ne de olsa.
    ···
   tümünü göster