+16
-3
batıdan gelen bir insan için yaşanması son derece güç bir şehirdir. evet belki diğer doğu/güneydoğu illerine göre daha görmüş geçirmiş, daha modern bir şehirdir fakat bu bile yeterli değildir diyarbakır'da yaşamak için.
peki bu şehirde neden mi yaşanmaz ? hadi birkaç tane örnek verelim;
mesela; dış görünüşünüze dikkat etmek zorundasınızdır bu şehirde. uzun saçlı veya küpeli bir erkek görmeye tahammülü yoktur diyarbakır halkının. ha yok ben kendimden taviz veremem derseniz eğer her 10 metrede bir şşşş looo yeğenim sen oğlansaaan??? puhahahahaha gibisinden sözlü tacizlerle karşışalabilirsiniz. hatta bu tacizler çoğu zaman fiziksel boyuta da geçebilir. sonra yazın 50 derece sıcakta şort giymiş ve sokağa öyle çıkmışsanız yine çok rahat alay konusu edilebilirsiniz. güneş gözlüğü takmışsanız size gıcık olan pek çok insan kazanmış olursunuz.
mesela; insanlar kendi konuşma biçimlerine bakmadan sizin konuşmanızla alay edebilirler. düzgün aksanınız ve düzgün türkçenizle alay etme hakkını kendilerinde bulabilirler o yarım yamalak türkçeleriyle. sonra sırf siz anlamıyorsunuz diye yanınızda sürekli ve kasıtlı olarak kürtçe konuşurlar. hatta yüzünüze bakarak kürtçe küfürler ederler ve kendi aralarında kıkırdarlar.
mesela; modern görünüşlü bir anneye veya kız kardeşe sahipseniz yine tacize uğramanız çok yüksek bir ihtimaldir. anaaaa garıya bak laaaa hülya avşar gibi, kesin veriyordur bu puhahaha gibisinden çeşitli sanatçı benzetmeleriyle askıntı olabilirler. kalabalık ortamlarda ve toplu ulaşım araçlarında pişkin pişkin sırıtarak yapmadıklarını bırakmazlar.
mesela; yaşadıkları şehrin düzenine, dirliğine ve en önemlisi temizliğine hiç ama hiç önem vermezler. önüne gelen yerlere tükürür, çöplerini atar, sigaralarını söndürürler. ayrıca yeşil ve doğa ndıbına hiçbir şey yoktur diyarbakırda. sadece askeri bölgelerde, askeriyenin baktığı yerde görebilirsini yeşili. ha ama lafa gelince yeşil yerleri hep askeriye almış olur.
mesela; aile kavrdıbına veya aile yaşantısına pek saygı duymaz diyarbakır halkı (özellikle erkekleri) kendi halinde bir düzine çocuk, köle gibi çalıştıılan bir kadın, vurdumduymaz ve duygusuz bir baba, düzensiz ve şiddet dolu bir sözüm ona aile.
mesela; kadın/erkek ağızlarından küfür hiç ekgib olmaz. tartışma kültürü nedir bilmezler. sıkıştıkları yerde kaba kuvvete başvururlar ve zor kullanma durumunu kendilerine verilmiş bir hak gibi algılarlar.
mesela; batıtan gelen ailelere ve onların çocuklarına sürekli olarak yabancı gözüyle bakarlar. dahası eğer asker ya da polis çocuğu olduğunuz öğrenilirse bu sizi düşman olarak görmeye başlarlar ve bu şekilde davranırlar. kesinlikle sıcak kanlı veya misafirperver bir halka sahip değildir diyarbakır.
mesela; terör'e teröriste aşırı derecede sempati duyarlar. zaten yukarıda saydığımız tüm bu çeşitli olumsuzlukların temelinde yatan sebep de budur. zira kendilerine örnek olarak şehirdekileri değil, dağdakileri alırlar.
özetle böyle bir şehirdir diyarbakır...
şimdi bazıları kalkıp bu saydığın durumlar/olaylar her şehirde yaşanması mümkün olaylardır diyebilirler. onlar demeden ben söyleleyim; elbette bu saydığım/yazdığım şeyler her şehirde istisnasız olarak yaşanan şeyler, lakin bu çarpıklıklar ne yazık ki diyarbakır halkının ve yine diyarbakır şehrinin %90 kadarını sarmış durumda.
ne gördüysem, ne yaşadıysam onu yazdım. alınmaca-gücenmece yok!
sevgiler...